Gitmez Ağabey Bunlar

Gitmez Ağabey Bunlar

Kadehinden bir yudum daha aldı ve ‘’Gitmez abi bunlar bir daha! Nasıl oy verir bu halk bunlara anlamıyorum ‘’dedi, eski bir balıkçı kasabası olan şehrin, babadan zengin genç patronu masadaki arkadaşlarına.

Hafta sonu hangi ülkeye gideceklerini konuşurken , köprübaşındaki hamal Casim’in haftalardır evine ekmek götüremediğini göremeyen gözler , AKP iktidarı ile tanıştıklarında iş işten geçmişti bile….

Kendi dertleriyle dertlendiğini düşündükleri, kendileriyle aynı mahallenin çocuğu gibi hissettikleri liderin etrafında kümeleniyordu insanlar ve küme her geçen gün büyüyordu.

Büyüdü, her gün büyüdü küme. Artık kaymakamlar, hâkimler, askerler, hani geçmişte hepsi AKP iktidar olmasın diye çalışan muktedirler bile dâhildi kümeye. Öyle güçlenmişlerdi ki ülkedeki 5 büyük gazete aynı gün aynı manşetle çıkabiliyordu, 5’i 1 yerde sanki…

Devletin televizyonu ve adı özel olan televizyonlar, reklamları bile başkanın konuşma saatlerine göre ayarlamışlardı neredeyse. Yüz kanalı gezseniz bile türkü dinleyemezdiniz mesela eğer gündem ‘’İcraatın İçinden’’ ise…

Küme büyüdü, büyüdü, büyüdü, büyüdü ama kim kim idi karıştı. Beş vakit namaz kılan, sadece bu yüzden makbul adam oldu, ahlaksız olduğunu cümle âlem bildiği halde.

Dindarlığını birbirine ve reise gösterme yarışındaydı herkes. Köprübaşındaki Hamal Casim ise hala köprübaşındaydı. Umreye gittiği uçakta tanıştığı kadınla buluşmaya İstanbul’a gideceğini yanındaki arkadaşına anlatan iktidar partisinin yeni ilçe yöneticisi, eski komşusu hamal Casim’i görmese de yanından geçerken, en çok hamal Casim görüyordu, en çok o duyuyordu, duymuyor zannetseler de…

En çok o gördü, en çok o duydu, o ve arkadaşları, ve …İstanbul

Belediyeler rantın en kolay elde edilebildiği yerler. Mesela hangi partiden seçilirse seçilsin teşekkür ilanları vardı ya tüm şehirlerde, paralarını belediye, yani sen ben o ödemiş olabilir miyiz, teşekkür eden başkanların yerine? Yani seçimin hemen ertesi günü hangi parti kazanırsa kazansın başladı mı rantın yeniden paylaşımı? Ya da bu sefer başka mı olacak her şey? Güzel ya da çok güzel? Hamal Casim için ama?

Çakar lambalı arabaları ile hanımefendiler polis eskortu eşliğinde komşu hanımefendiye oturmaya giderken, komşuda bilmem hangi hocanın söylediklerinin konuşulması, ya da hangi modacının şu ya da bu tasarımının konuşulması, hangimizin umurunda? Ne fark ediyor ki bizler ya da Hamal Casim için?

Evet, zafer değil İmamoğlu, yeni bir başlangıç… Yeşil ya da sarı kandırılacak mı halk yine, ya da görecekler mi Casim’i köprübaşından geçerken?

Nargilesinden bir nefes daha çekti ve “Nankörlük bu abi, nasıl yapar bu halk bunu Reis’e anlamıyorum” dedi eski bir balıkçı kasabası olan şehrin, babadan zengin genç patronu yanındaki arkadaşlarına.

Mesut Avcı

Yazar Hakkında