BMİS GREVDEN DÖNDÜ MÜCADELECİ İŞÇİLER BUNU UNUTMAYACAK

BMİS GREVDEN DÖNDÜ MÜCADELECİ İŞÇİLER BUNU UNUTMAYACAK

Türk Metal sendikasının ardından Birleşik Metal-İş’in de MESS ile imza atması ile metal işçilerinin son toplu sözleşmesi sona erdi. Yasakçı patron hükümetini bahane ederek sendikacıların işçilerin geleceklerini nasıl ipotek altına aldıklarını bir kez daha gördük.

BMİS 5 Şubat’da greve çıkma kararı almıştı ve fabrikalarda coşku ve kararlıkla işçiler askıya çıkarmıştı. Biz daha önce sendikal bürokrasilerin MESS’i kurtarmaya çalışacaklarını, işçilerin biriken öfkesini etkisiz eylemlerle boşaltmaya çalıştıklarını ve uygun anı kollayıp imzayı atacaklarını gazetemizde yazdık. 

Metal işçileri dağınık ve örgütsüz, gelecekleri patronların iki dudağı arasında, çalışma güvenceleri de sendika bürokratlarının yani sendika patronlarının ellerinde! Türkiye’deki sendikalar işçilerin irade beyan etmesine rağmen bu kadar kolay imza atabiliyorlarsa ve bunun karşısında pişkince “işkolundaki en büyük sendika imzayı attı, bizim yapacağımız fazla bir şey yok” diyerek biz işçilerin aklıyla alay ediliyorsa bunun nedeni bizim örgütsüzlüğümüzdür.

Biz İşçiler de Sorumluyuz

Birincisi, biz işçilerin işsizlik korkusu ve ekonomik sorunlar nedeniyle birleşmekten ve politikadan kaçması sendikal bürokratların elini güçlendiriyor. Onlar da kolayca işçileri birer emir eri haline getirip, patronlarla işbirliği yapabiliyorlar.

İkincisi, üretimden gelen gücümüze ve birbirimize güvenmiyoruz. Önce kendimize güveneceğiz, aynı işyerinde çalıştığımız arkadaşımıza güveneceğiz. Ellerimizi birleştirip sendikal bürokrasisinin rahat davranmasını engelleyeceğiz. Delegeleri, temsilcileri seçip, sendikalarda görev alacağız. Ancak bu şekilde patronlarla sendikacıların gizli görüşmelerini engelleriz.

Sınıftan Kopuk Siyaset, Bürokratları Alkışlıyor

Türk Metal Sendikası başkanı Kavlak’ın sabaha karşı işçileri nasıl sattığını hepimiz biliyoruz. Hiç olmaz ise Kavlak televizyona çıkarak, işçileri nasıl satışa getirdiğini saklamadan gizlemeden teker teker anlatıyor. Üstelik fabrikalara giderek konfeti patlatıyor, yüzü kızarmadan “Benim işim bu, sizin aidatlarınızla hem lüks yaşar hem de sizin geleceğinizi pazarlarım” diyor.

Peki ya grev nutukları atarak “Birleşik Metal bitti demeden bitmez” diyenlere ne demeli? İşçilerin arkasından iş çevirmek ne zamandan beri sınıf sendikacılığı oldu?! Metal işçilerinin adresi Birleşik Metal’dir diyenler, siz sözde sınıf sendikacıları, siz neden kaçıyorsunuz? Greve hazırlanan işçilere neden hesap vermiyorsunuz?.

Siz de bu gücü, sendika kongrelerinde, işçilerin kürsülerinde, sizin ne mal olduğunuzu işçilere anlatmayan sol hareketin temsilcilerinden mi alıyorsunuz?

Biz işçiler balık hafızalı değiliz, bize yapılanları unutmayız. Hem patronların hem de sendika patronlarının yaptıklarını unutmayacağız. Onları şak şaklayanları da…

Bizler adına dışarıdan gazel okuyanlara, bizim yerimize patronlarla oturup satış planları yapanlara inat fabrikalarda üretimin içinde olacağız. Komiteler kurarak,ortak kararlar alarak irade göstermekten geri durmayacağız.

KAPILAR ARDINDA PAZARLIKLARA SON!

İŞÇİLERİN KATILIMI VE OYLAMASIYLA TOPLU SÖZLEŞME!

Umut Yılmaz

Yazar Hakkında