Abdullah da Yıldızlara Yürüdü

Abdullah da Yıldızlara Yürüdü
Ahmet,ben,Nurettin,Apo

Ferhan Umruk, Yalansız 

70’li yıllarda devrimci yükselişin bir araya getirdiği, sonrasında da kopmaz bağlarla sosyalizm için mücadeleyi sürdüren dört yoldaşın fotoğrafıdır gördüğünüz.

Önce Nurettin, geçtiğimiz yıl Ahmet, şimdi de bizlerin kullandığı isimle Apo yıldızlara yürüdü.

Artık fotoğrafta birlikte olduğum yoldaşlarım yok, adım adım yalnızlaşıyorum.

Bu yoldaşlarım ki, geçmişin gençlik anılarıyla yetinmemeyi bilmişler, Gezi isyanında da tomalara, biber gazına göğüs germişlerdir.

Onlar sosyalizm mücadelesini yaşamlarının sonuna kadar sürdüren kararlı devrimciler oldular.

Ve Abdullah Asıl, kadim dostum yoldaşım da yok artık.

12 Mart 1971 Askeri darbe sonrası Sultanahmet İktisadi Ticari İlimler Akademisindeyim.

68’in rüzgarı, Denizlerin, Mahirlerin mücadeleleri, direnişi, Askeri Cuntanın devrimcilere karşı yürüttüğü sürek avının, devrimci hareketi yok etme beklentisinin aksine, kısa sürede sosyalist hareketin yükselişe geçtiği bu yıllarda tanıdım onları.

Sultanahmet İTİA İstanbul’da 68 yükselişinde DevGenç’in etkili olamadığı tek üniversite olarak biliniyordu.

Bundan dolayıda devlet güdümlü faşistlerle mücadele günbegün devam etti.

Balkan muhaciri olan ve Halkalı’da gecekondu evine yerleşmiş bir ailenin evladı olan Abdullah o sıcak mücadelenin içerisinde sekmeden var oldu.

O, mücadeleyi, öğrenci hareketi sınırında bırakmadan, Pendik ve Halkalı işçi mahallelerinde sürdürdü.

O, bir eksiği Erol olan o dörtlü fotoğrafın bir özelliği var ki ondan mutlaka söz etmem gerekiyor.

1971 12 Mart Askeri Cunta sonrası devrimci hareket içinde geçmiş deneyimin değerlendirilmesi sürecinde bizler de düşüncelerimizi geliştirdik.

Fotoğrafta olmayan Erol’la birlikte Sultanahmet İTİA’daki 5 yoldaş, özü itibarıyla Dünya Devrimi ve bürokratik işçi devletlerinin aşılması anlayışını savunan Troçki’nin katkıda bulunduğu Devrimci Marksist düşünceyle yollarını çizdiler.

Şimdilerde unutuluyor, söz edilmiyor ama Stalinizmin Türkiye sosyalist hareketinde hegemon olduğu bu zamanlarda, savunduğumuz düşüncenin onlar tarafından basma kalıp sözlerle karşı devrimcilik olarak nitelendiğini hatırlatalım.

O yıllarda bizi TSİP’e davet eden Şirin Cemgil, Şadi’ye şunları söylemişti ‘Siz bu yönelişinizle sadece önünüzdekilere değil, arkanızdakilere de dikkat etmelisiniz.’

İşte bizler başından beri sosyalizm için önümüzdekilerle baş eğmeden mücadele ettiğimiz gibi, o arkamızdakilerin lafazanlıklarına da, lafazanlığın ötesine gidenlere de gerekli cevap verdik.

Okuldaşım, yoldaşım Apo: 12 Eylül darbesiyle yenildik ama yılmadık beraberce, sonrasında Yazın Yayıncılıkla, İlk Adım Dergisiyle, Yeniyol Dergisiyle, BİEP girişimiyle, Birleşik Sosyalist Parti’yle, ÖDP’yle, SDP’yle beraber yürüdük, beraber omuzladık.

Evet çok yenildik, bir daha denedik, bir daha denedik, bir daha da deneriz.

Kula kulluk etmeyi ortadan kaldırmak için kapitalizme ve etnik,dini, cinsiyet ayrımını körükleyen, karları için doğayı tahrip eden muktedirlere karşı mücadeleyi bir an bile ihmal etmemiş olan Apo yoldaşım, çok değerli bu yaşam serüvenini hüzün ve sevgiyle selamlıyorum…

Ferhan Umruk