Emekçilere Yönelik Yeni Saldırılar Kapıda

Emekçilere Yönelik Yeni Saldırılar Kapıda

Saray rejimi, içinde yol aldığımız ve uluslararası planda daha da ağırlaşması beklenen krizi kendi adına ve temsil ettiği egemen sınıflar açısından atlatabilmek amacıyla bir dizi ekonomik, siyasi ve toplumsal saldırıyı gerçekleştirmeye başlamış durumda.

Bugün Türkiye’de grevler yasaklanıyor, işgücü piyasası sermaye lehine esnekleştiriliyor, işsizlik fonunun içi işverenlere kaynak sağlama adına boşaltılıyor, sigortasız işçi çalıştıranlara af getiriliyor ve işçilerin kendi mücadelesi ile kazandığı kıdem tazminatı hakkı parça parça ortadan kaldırılıyor.

Bu hafta Meclis komisyonlarına gelecek olan iki maddeye bakalım.

Sigortasız çalıştırmaya teşvik niteliğinde af

Birgün’de yer alan haberde AKP milletvekillerinin Meclis’e sunduğu teklife göre 1 Ocak 2019 ile 17 Nisan 2020 arasında işten çıkardığı sigortasız işçisini 30 gün içinde işe geri alan patrona ceza verilmeyeceği bildirildi. İşçi ücret dışındaki diğer haklarını talep edemeyecek, dava açıp kazansa bile patron prim ödemekten kurtulacak.

Şu anda sigortasız çalıştırılan işçiler beş yıl içinde dava açıp kazandığında sigortasız çalıştırıldığı dönemin primleri işverenden gecikme zammı ve gecikme faiziyle birlikte tahsil ediliyor. Mevcut tasarı kabul edildiğinde işverenin bu dönem için prim ödeme zorunluluğu ortadan kalkacak. Bu da işverenler için sigortasız çalışmayı teşvik etmek anlamına geliyor.

Torba yasalarla kıdem tazminatına adım adım saldırı

Saray rejimi için içinde bulunduğu krizi aşmak adına işçi sınıfının zapturapt altına alınıp “disipline edilmesi” ve sermaye birikiminin önündeki engellerin kaldırılması “merkezi görev” haline gelmiş durumda (Bkn. http://www.kirmizigazete.org/2020/06/20/yeni-bir-doneme-girerken-iktidarin-planlari-kidem-tazminati-isi-nelere-yol-acabilir/ ).

Bu doğrultuda Saray tarafından kamuoyuna “İstihdam Paketi” olarak sunulan ve uzun bir süredir sözü edilen İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi, AKP TBMM Grup Başkanlığı tarafından 16 Ekim 2020’de Meclis’e sunuldu.

Teklife göre esnek ve güvencesiz çalışma pekiştirilecek, Anayasa’ya aykırı biçimde 25 yaş altı ve 50 yaş üstü işçilere ayrımcılık uygulanacak ve işçilerin hakları bir kez daha sermaye lehine gasp edilecek.

Teklifte sermaye için istihdam teşvik ve desteği adı altında kurumlar vergisinin 5 puan indirilmesine olanak sağlayan düzenleme yer alıyor. Ayrıca İşsizlik Sigortası Fonu’ndan işverenlere sağlanan desteklerin artırılması tekrar gündemde. Fakat işçiler için örneğin gelir vergisinin kaldırılması gibi herhangi bir hak kazanımı yer almıyor. Bu en basit anlamıyla kamu vergilerinin azalarak emekçilere yeni vergi yükü ve zamlar şeklinde dönüş olacağını gösteriyor. Bunun dışında içi sermaye lehine boşalan İşsizlik Sigortası Fonu’ndan işçilere dönük zaten yetersiz olan destek payı daha da düşecek.

Aziz Çelik’in Birgün’de yer alan yazısında belirttiği gibi 2017-2020 arasında işverenlere bütçeden 5 puan işveren sigorta prim desteği olarak 114,2 milyar TL kaynak aktarıldı. Yine 2017-2020 arasında İşsizlik Sigortası Fonu’ndan işverenlere 43 milyar TL doğrudan destek ve teşvik verildi. Toplam olarak 2017-2020 döneminde sadece doğrudan istihdam teşvikleri için sermayeye en az 134 milyar TL kaynak aktarıldı. Sonuç, 2017 yılında 28,2 milyon olan istihdam, 2020 Temmuz ayı itibariyle 27,2 milyona geriledi.

Yaşa göre ayrımcılık

Teklifte yer alan ve anayasaya aykırı biçimde şekillenen bir diğer madde ise 25 yaş altı ve 50 yaş üstü işçiler için belirli süreli sözleşmelerin koşulsuz olarak yapılabilmesine olanak tanınması. Mevcut İş Kanuna göre belirli süreli iş sözleşmesi halen “belirli süreli işlerde veya belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif koşullara bağlı olarak” yapılabilir ve yine kanuna göre “belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça, birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan itibaren belirsiz süreli kabul edilir.” Teklif 25 altı ve 50 yaş üstü işçilerle bu koşullar aranmaksızın keyfi olarak belirli süreli iş sözleşmesi yapılmasının önünü açıyor.

Belirli süreli iş sözleşmesi işçilerin kıdem tazminatı ve iş güvencesi hakkına büyük darbe vuruyor.

KG Haber

Yazar Hakkında