Sonucu Metal İşçilerinin Kararlığı Belirleyecek

Sonucu Metal İşçilerinin Kararlığı Belirleyecek

Türkiye sınıf mücadelelerinin önemli dinamiklerinden birisi metal işçilerinin eylemlilikleridir. Özellikle toplu sözleşme dönemlerinde patronlar ve işçiler arasındaki çatışma veya uzlaşma eğilimi, Türkiye sınıf mücadelesi üzerinde olumlu veya olumsuz anlamda önemli etkiye sahiptir. Türkiye burjuvazisi için, kârlı ve stratejik birçok metal fabrikası mevcut. Bu nedenle grev ve eylemler sadece grevlerin gerçekleştiği işyerlerini değil, stratejik birçok işletmeyi ve onlarla bağlantılı yüzlerce yan sanayi fabrikasını da etkiler. Ve doğal olarak tüm ülke işçi sınıfını da ilgilendirmektedir. Bu yüzden hükümetlerin (işçi mücadelelerini baskılama bağlamında) doğrudan müdahaleleriyle çok kez karşı karşıyadır metal işçileri.

Metal işçilerinin coşkun mücadelelerinin muazzam etkisini “metal fırtına” eylemleri sırasında yaşadık. Toplu görüşmelerde anlaşma sağlanamaması üzerine Ocak 2015’te Birleşik Metal-İş (BMİS) üyesi işyerlerinde bir grev dalgası başladı. Bu dalganın geri çekilmesinden birkaç ay sonra, 26 Nisan’da Türk Metal üyesi işçiler, Bursa kent meydanında bir basın açıklaması yaparak gizli kapılar ardında yapılan anlaşmaları protesto etmek istediler.  Ve o açıklama sırasında Türk Metal’in paralı adamları işçilere saldırdı. Ve sendikal mafyanın terörü işçileri ayağa kaldırdı. Türk Metal işçilerinin öfkesi ve eylemleri bir fırtınaya döndü. Mücadele birçok fabrikaya ve şehre sıçradı. Ancak bu öfke ve eylemlilik ciddi bir örgütlülüğe dönüştürülemedi.

Bu yıl yeni grup sözleşmelerine büyük bir ekonomik kriz ve yüksek enflasyon etkisi altında eriyen ücretlerle girildi. Doğal olarak metal işçileri eriyen ücretlerini ve sosyal haklarını korumak istiyorlar. İşçilerin uzun yıllardır mücadelelerle edindikleri tüm kazanımlar bu krizle birlikte yok oldu. Oysa büyük metal patronlarının neredeyse tamamı 2020 ve 2021 yıllarını yüksek kârlılık ile kapattılar. Ford, Arçelik, Türk Traktör, TOFAŞ, Otokar, Isuzu, Federal Mogul, Sarkuysan 2021 yılında yüzde 60 ile yüzde 170 civarında kar açıkladılar. Ama işçiye teklifleri sadece yüzde 12 artış!

Görüşmeler Arabulucuda

MESS (Madeni Eşya Sanayicileri Sendikası) ile Birleşik Metal-İş, Çelik-İş ve Türk Metal sendikaları arasındaki Grup Toplu Sözleşmesi görüşmeleri,  12 Ekimde başladı.  7 Aralık 2021’de gerçekleşen beşinci toplantı da uyuşmazlık ile sonuçlandı. 60 günlük sürenin sonunda uyuşmazlık nedeniyle arabulucuya gidildi. Arabuluculuk sonucunda anlaşma sağlanmazsa, arabulucu raporunun taraflara iletilmesinin ardından 6 iş günü içerisinde sendikalar grev kararını ilan edebilecekler. Bu tarihten sonraki 60 gün içerisinde ve grevin 6 iş günü öncesinde kararlarını noter kararıyla patronlara bildirerek greve çıkabilecekler.

MESS, ilk altı ay için yüzde 12 zam önerisinde ısrar ederken, sendikaların önerdiği değişikliklerin neredeyse tamamını da reddetti. MESS, diğer 6 aylar için enflasyon oranında artış önerisi sundu. MESS’in yüzde 12 zam önerisi, ortalama metal işçisi maaşlarında ikramiye dâhil 560 TL artışa denk geliyor. MESS ayrıca sosyal haklarda da yüzde19,25 artış teklif etti. Birleşik Metal-İş (BMİS), ilk altı ay için yüzde 30,89 maaş artışı ve sosyal haklarda yüzde 45 talep etti. Türk Metal ise, yüzde 29,5 zam talebinde bulundu.

Sendikaların bu taleplerinin bile işçilerin kayıplarını telafi etmesi mümkün değil. Asgari ücret zammının altında kalan bu talepler karşısında, patronların geri adım atmaması tam bir kriz fırsatçılığıdır.

İşyerlerinde Uyarı Eylemleri Başladı

Görüşmelerde patronların ulaşmaz tutumu karşısında, işçiler de güç ve kararlılıklarını göstermek zorundalar. Mücadele etmeden hak alamayacağının bilincinde olan metal işçileri, bir dizi eylemle patronları grev öncesinde uyarmaya başladılar.  Fazla mesaiye kalmama, iş durdurma ve fabrika içerisinde ve dışarısında çeşitli yürüyüşler düzenleme bu eylemlerden bazıları.

BMİS üyesi işçiler ayrıca, 21Aralık’ta bir saatlik iş durdurma eylemi yaptılar. Apram, Arfesan, Arpek, Bosal, Cengiz Makine, Çayırova Boru, Dostel, Fontana Kalıp, Kroman Çelik, Makine Takım, Sarkuysan, Yücel Boru, ZF Sachs işçileri coşku ile iş bırakmaya katıldılar. Türk Metal üyesi Arçelik, Aygaz ve birçok otomotiv fabrikasında vardiya çıkışında yürüyüşler gerçekleştirildi.

İşçilerin iradesi sonucu belirleyecek

Metal patronları ve Saray, tüm sektörleri etkilemesi beklenen bu sürecin bir grevle sonuçlanmasını istemiyorlar. Bıçağın kemiğe dayandığı bir anda gerçekleşecek güçlü bir grev dalgası, büyük bir sarsıntıya neden olabilir. Doğal olarak Saray, devletin tüm olanaklarını kullanarak, grev silahını etkisiz hale getirmek için büyük bir çaba gösterecek.  

Grev hakkı olmadan işçilerin patronlardan haklarını alabilmesi mümkün değil. Ancak örgütlü biçimde grev ve eylem hakkını kullanabildiklerinde işçiler, patronlardan haklarını alabilirler. Grev ve eylem hakkının olmaması patronların iradelerini işçilere dayatmaları anlamına gelir. Saray bir “oldu bitti” ile bu süreci bitirmek için elinden geleni yapmaya çalışacak.

179 işyeri ve yaklaşık 130 bin işçiyi kapsayan sözleşme görüşmelerinin geldiği noktada patronlar ve Sarayın tüm oyunlarını boşa çıkaracak ise işçilerin kararlılığıdır. Eğer metal işçileri bu sefil çalışma koşullarında çalışmak istemiyorlarsa, öfkelerini örgütlü bir grev kararına doğru ilerletirler. Bu kararlılık karşısında ne sendikal merkezler, ne de Saray ve patronlar durabilir. Metal patronları bu kadar kar ediyorken, işçilerin taleplerini yok sayamazlar! Arabulucu sürecinde bir önemli konu da sendikal merkezlerin gizli kapılar ardında karar almasıdır. İşçiler bu tür bir “oldu bitti”ye karşı uyanık olmak zorunda. Özellikle Türk Metal sendikası başta olmak üzere diğer sendikalar da, birçok kez işçilerin onayı bilgisi olmadan sefil sözleşmelere imza attılar. Bugün bunu yine yapmayacaklarının bir garantisi yok! Kapitalistlerle, hükümetle ve hatta mafya ile içi içe geçmiş çürümüş sendikal aparatları geçmişte çok kez gördük. Bunlara karşı metal işçilerinin karar mekanizmalarında olması, alınacak kararların oybirliğiyle alınması, temsilcilerini denetlenebilmesi (elbette çok zor) çok önemli. Ve tüm işçi sınıfının ve emekten yana parti ve kurumların, aydınların, ezilenlerin ve elbette ailelerinin metal işçilerin kavgasında saf tutması da sürecin kaderi açısından büyük bir öneme sahip.

Esat Erdoğan

Yazar Hakkında