Bahattin Yalçın
Makinaların icadı ile başlayan işçi-sermaye çatışması yüzyıllardır sürmekte ve sürecek. Kapitalist düzen çarkları arasında işçiler kadın, erkek, çocuk demeden açlığa karşı mücadele ederken, sakat kalıp can vermeye devam edecek…
Peki işçiler halinden memnun mu? Asla! Ben işçi doğdum, bari çocuğum okusun, kurtulsun düşüncesindeyiz hepimiz.
Hal böyle olunca iyi eğitim istemek en doğal hakkımız. İşçi kesiminin yoğun olduğu birçok kentte doğru düzgün okul yok, genelde hepsi mesleki liseler. Burada burjuvazi partiler, işçisin sen işçi kal mantığı ile hareket ederek, senin çocuğunun okumasını değil, kendine işçi yetiştirmek amacıyla bu okulların açılmasına aracılık ediyor.
Zehir gibi beyinler meslek liselerinde geleceğin köle adayı olarak eğitim alıyor.
Bakınız siyasilere, iktidar ve muhalif partilerin çocuklarına, hepsi en iyi eğitimi alır, yurt dışında okur, ülkemizde yabancı sermayenin okullarında okur eğitimini tamamlar ve bizim çocuklarımızın üzerinde sermaye sözcüsü kesilir.
Bırakın artık, bizim çocuklarımızdan elinizi çekin! Neymiş efendim, Meslek Lisesi memleket meselesi! Tamamen yalan!

Memleketi düşünseler bu yolsuzluklar hırsızlıklar olmazdı. Onların tek düşüncesi, kendi fabrikalarında açlık sınırı altında çalışacak nesiller yetiştirmek. Sana bana şunu açıkça empoze ediyor; sen işçisin senden doğacak olan da işçi kalacak. Bu yüzden garibanın işçi çocuğunun iyi eğitim alma hakkı yok. Zaten karnını zor doyuran emekçi sınıfı, mecburen kaliteli eğitime bütçesi yetmediği için bu tür eğitim kurumlarına yöneliyor.
Garibanın çocuğunun okumaya hakkı, daha o doğmadan elinden alınıyor.