Brezilya Seçimleri; DERİNLEŞEN KRİZ VE BREZİLYA’NIN YOL AYRIMI

Brezilya Seçimleri; DERİNLEŞEN KRİZ VE BREZİLYA’NIN YOL AYRIMI

Murat Yakın

Brezilya 2 Ekim tarihinde ilk turu gerçekleştirilecek bir seçim sürecine kilitlenmiş durumda. Her durumda zorlu ve sarsıcı sonuçlara gebe bir seçim süreci bu. Halen dünyanın 12. büyük ekonomisi konumundaki Brezilya, Türkiye’nin 2 katından büyük. 1,8 trilyon dolarlık ulusal gelir yaratan, bağımlı fakat devasa bir sanayi alt yapısına sahip 200 milyon nüfuslu bir ülkeden söz ediyoruz.

Brezilya’nın, Bolsonaro döneminde enflasyonu %11’e fırladı. Yoksulluk çizgisi altına sürüklenen insan sayısı 125 milyon oldu. Amazon yağmur ormanlarının %10’u tümüyle tahrip oldu, ülke parası dolar karşısında %40 değer kaybetti. Sosyal yardım alan 68 milyon insanın desteği kesildi. Açlığın doğrudan 33 milyon Brezilyalıyı etkilediği tahmin ediliyor ve büyük şehirlerde gözle görülür bir uyuşturucu, işsizlik ve evsizlik sıkıntısı var.

Bolsonaro’nun bir baskı rejimi inşa etme eğiliminin arkasındaki itici güç, dünya düzeyinde yaşanan savaş, enflasyon ve kontrolsüz bir pandeminin olgunlaştırdığı ve 20’nci yüzyılın başından beri en büyük toplumsal eşitsizlikler silsilesinin Brezilya’daki korkunç yansıması.

Hapiste geçirdiği yıllardan sonra aklanarak siyaset sahnesine dönen İşçi Partisi Lideri Lula da Silva’ya gelince; o her ne kadar İşçi Partisinin lideri görünse de gerçekte Brezilya finans kapitalinin restorasyon projesini temsil ediyor. Brezilya halkına seçim vaadi 3 sloganda özetleniyor; Brezilya’ya Kredibilite, İstikrar ve Öngörülebilirlik … Lula’nın programı açıkça Brezilya kapitalizminin hizmetinde. “Bolsonaroculuğa” karşı mevcut kapitalist işleyişin çerçevesini aşmayacak daha “güvenilir” bir alternatif ve istikrar vadediyor.  

Tam da bu nedenle, Lula ve seçim ittifakı kurduğu PSDB’nin başkanı Alckmin seçeneği etrafında burjuvazinin çeşitli kesimleri, merkezci partiler, tarım işletmeleri ve finans piyasası ile bir “Geniş Cephe” inşa edilmiş durumda. Bu cephenin pek çok üyesinin aslında zamanından Bolsonaro’nun seçilmesini sağlamış Brezilya finans kapitalinin ve çok uluslu şirketlerinin mensupları olduğu akıldan çıkartılmamalı.

Şu ana kadar yapılan bütün anketlerde rakibi Bolsanaro’nun 8 ile 16 puan kadar bir farkla önünde görünüyor. Yani Lula’nın seçimleri ilk turda kazanması olası.  İkinci sırada olan aşırı sağcı Başkan Jair Bolsonaro’nun ise ilk turda yüzde 30’lar civarında bir oy alması bekleniyor. Hiç şüphesiz, Lula ve destekleyicilerinin en büyük önceliği seçimleri ilk turda kazanmak ve seçimlerden bir ay sonra Bolsonaro ile ikinci turda karşılaşmayı önlemek.

O nedenle Lula, büyük kentlerin çeperinde bulunan ve gelir dağılımının en korunmasız kesimlerini oluşturan kitleleri seferber etmeye ve seçime katılmalarını sağlamaya odaklanmış durumda.

Burjuvaziye karşı 16 Numaralı Pusula

Bolsonaro’ya ve Brezilya’nın sürüklendiği baskıcı bir rejim koşullarına karşı Lula seçeneği ne sahte bir alternatif… Bu seçenek işbaşına geçse bile hiçbir şeyi değiştirmemek için bazı şeyleri değiştirecek bir seçenek olacak. İşte bu tam da aşırı sağın toprağını besleyen şey.

İşçi sınıfının penceresinden bakıldığında, Brezilya’nın çoklu krizini aynı anda hem işçi sınıfı hem de bankacılar, çok uluslu şirketler ve toprak beyleriyle ile birlikte yöneterek eşitlik içinde çözmek boş bir hayal balonu satmak gibi.

Seçimlerden sonraki Brezilya’da hem işçiler hem de iş adamları adına adil bir yönetim sergileyen bir hükümetin varlığı olası değil. Dahası bundan böyle daha örgütlü, kararlı, silahlı ve daha fazla güçle geri dönmeye hazır bir aşırı sağ hemen köşe başında olacak.

Bolsonaro, hiç şüphesiz Brezilya kapitalizminin çözüme kavuşturulamamış ve uzun yıllara yayılmış çoklu krizinin bir sonucu. Bu krizin kaynaklarına işçi sınıfı adına ve radikal yöntemlerle yönelmeden yeni Bolsonaroların ve aşırı sağın üremesi engellemek mümkün değil. Ülkenin kaderini ellerinde bulunduran ve ülke ekonomisinin %60’ından fazlasına hâkim olan 100 büyük şirketin hakimiyetinin son bulması fikrine dayanmayan bir her alternatif Brezilya’da sosyal gevezelik yapıyor demektir.

Seçimlerle kesişen bu yol ayrımında, Başını PSTU – Nahuel Moreno’nun öğrencileri Birleşik Sosyalist İşçi Partisi- ve bir dizi devrimci gücün birleşerek oluşturduğu “Devrimci Sosyalist Kutbun” inşası büyük önem kazanmış durumda. PSTU’nun “Burjuvaziye karşı 16” numaralı pusulasından seçimlere bağımsız ve devrimci bir işçi odağı olarak katılacak “Kutup” özünde seçimler sonrasının Brezilya’sında yakıcı bir ihtiyaç olacak bağımsız bir işçi sınıfı odağı inşasını önüne hedef olarak koymuş durumda. İçinde PSOL içinden ve dışından pek çok sınıfçı akımı, Kadın kurtuluş mücadelesinden ve LGBTİ+ hareketinden öncüleri barındıran çok renkli,hareketli ve katılımcı bir oluşum.

Kutup seçimlerde bir Kadın devrimciyi, bir Afro Amerikalıyı, bir işçi önderini, Vera’yı başkan adayı olarak sunuyor. Yardımcılığını ise Brezilya yerli hareketinin tanınmış mücadeleci kadın liderlerinden Raquel Tremembe üstleniyor.

16 numaralı pusula, Tatava yapmadan ilk turda Lula’ya bas geç diyenlere, Bolsonaro’yu ve işçi sınıfına saldırıya hazırlanan muadillerini gerçekten yenebilmenin yegâne yolunun sınıf bilincinin yükseltilmesinden, işçilerin örgütlenmesinden ve seferberliğinden geçtiğini söylüyor. Bunun ilk aşaması ise işçi sınıfının seçimlerde bağımsız bir güç olarak temsili.

Tıpkı Türkiye gibi Brezilya’da yarı sömürge kapitalizminin çözülme ve çürümesinin sonuçlarını ancak çok radikal bir toplumsal silkiniş, uyanış durdurabilir. Grev, Miting, Boykot, sokak yoksa, yani seferberlik halindeki işçi sınıfı yoksa, çözülme ve çürüme derinleşerek sürüp gidecektir. Dahası Devrimci Sosyalist Kutbun gerçekçi bir biçimde altını çizdiği gibi, önümüzdeki dönemde Brezilya kitle hareketi kendini aşırı derecede silahlanmış ve saldırganlaşmış sağcı milislerden ve devlet teröründen koruyabilmek için mutlak surette öz savunma hazırlıklarına girişmek zorunda kalacaktır.

2 Ekim seçimleri, Lula ve Bolsonaro arasındaki mücadelenin merakla beklenen sonucu açısından çok önemseniyor. Türkiye’de yaşanacak mücadelenin bir episodu olarak ayrıca dikkat çekici bulunuyor. Oysa Başkan Vera ve başkan yardımcısı Raquel Tremembé için Burjuvaziye karşı 16 numaralı Pusulaya yapılan oy çağrısı, Tüm dünyada yeni açılmakta olan ve sınıf mücadelelerinin keskinleşeceği bir dönemde işçi sınıfımızın tümü adına küçük ama tahminlerin ötesinde sonuçlar yaratacak bir adım anlamı taşıyor olabilir.  

Burjuvaziye karşı 16 Numara Ne öneriyor:

  1. Çalışma saatleri azaltılarak ve ücretler düşürülmeksizin herkes için sözleşmeli ve güvenceli iş .
  2. Bütçe, Alt yapı sağlık ve barınma başta olmak üzere herkese iş olanakları sağlayacak temel ihtiyaçlara dönük kamusal yatırımlara ayrılsın.
  3. Tüm ücretlere acil zam. Asgari ücret en az 6.298,91 Brezilya Reali olmalı.
  4. Tüm işsiz emekçiler için bedava sağlık hizmeti sistemi ve işsizlik maaşı.
  5. Mevcut Çalışma ve Sosyal Güvenlik reformlarının tamamen yürürlükten kaldırılmalı.
  6. Herkes için kaliteli, kamusal sağlık ve eğitim hizmeti istiyoruz. Özel Sağlık ve Eğitim kuruluşlarının tümü işçi denetimi altında kamulaştırılmalı.
  7. İşçilerin kontrolü altında radikal bir toprak reformu istiyoruz. Küçük üretici için destek ve teşvik.
  8. Çevre mücadelesi ve yerli halkları savunuyoruz. Yerli topraklarına dönük saldırı ve işgallerin son bulmalı, toprak ağalarına ait büyük çiftlikler tazminatsız kamulaştırılmalı.
  9. Tüm baskılara son. Irkçılıkla kesintisiz mücadele ve tarihsel suçların tazmini için bizimle olun. Afro Amerikalı gençlerin polis tarafından öldürülmesine ve kitlesel olarak tutuklanması politikasına son verilsin. Askeri Polis lağvedilmeli. Uyuşturucuyla mücadele yasası iptal edilmeli. LGBTİ Fobiye karşı savaşalım. Okullarımızda cinsel eğitim hakkı. LGBTİ Fobi suç olmalı, erkek egemenlikle savaşılmalı. Kürtaj hakkı yasallaştırılmalı, kadına yönelik şiddete karşı mücadelede fonlar artırılmalı.
  10. İşsizler kamu harç ve vergilerinden muaf tutulmalı. Ücretlilerin, işsizlerin ve küçük girişimcilerin vergi borçları silinmeli. Küçük işletmeler için ucuz kredi.
  11. Asgari ücrete gelir vergisi muafiyeti tanınsın
  12. Büyük servetler vergilendirilmeli, aynı zamanda büyük mülkler, gelirler, karlar ve büyük sermayenin temettüleri üzerindeki artan oranlı vergi istiyoruz.
  13. Bankalara ödenmekte olan kamu borcunu askıya alın. Bu kaynaklar, yoksul emekçi halkın ihtiyaçları için kullanmak üzere yeniden değerlendirilmeli.
  14. Bankaların ve çok uluslu şirketlerin yurt dışına kaynak transferi yasaklansın.
  15. Şu ana dek özelleştirilmiş tüm şirketler, işçi kontrolü altında yeniden kamulaştırılmalı. Petrobras – Brezilya Petrol Şirketi- işçilerin kontrolü altında tümüyle kamu mülkiyetine geçirilmeli.
  16. Ülkede hükmünü sürdüren 62 dolar milyarderinin ve 100 büyük şirketin tüm varlıklarına el konulmalı ve bu kaynak, Brezilya işçi sınıfının ve ezilen yığınlarının ihtiyaçları için kullanılmalı.

Yazar Hakkında