İRAN; GÜNEŞ DOĞUDAN YÜKSELİYOR, KARA BULUTLARI DAĞITMAK İÇİN.

İRAN; GÜNEŞ DOĞUDAN YÜKSELİYOR, KARA BULUTLARI DAĞITMAK İÇİN.

ibrahim Seymen

16 Eylül tarihinde İran’da ahlak polisinin Mahsa Jina Amini’yi başörtüsünü doğru takmamasını bahane edip gözaltında işkence ederek katletmesinin ardından başlayan kitle seferberlikleri sürüyor. Özgürlük ve demokrasi talepleri ile başlayan gösteriler; molla rejiminin devrilmesi perspektifiyle tüm İran’a yayıldı. Protestolar Belucistan’dan İsfahan’a, Mahabad’dan Kum’a ülkenin dört bir yanında devam ediyor.

Bu süre içerisinde sayısı bilinmemekle birlikte onlarcası güvenlik gücü olmak üzere yüzlerce insan öldü ve on binlerce insan tutuklandı. Tutuklanan göstericiler idamla yargılanıyor. Gösterilerin başlamasından bu yana ilk idam hükmü geçtiğimiz hafta verildi.

Ayetullah iktidarı bu seferberliklere karşı tutumunda en ufak bir esneklik göstermiyor. İran kolluk kuvvetlerinin gösterilere müdahalesi çok sert. İktidar, her geçen gün şiddetin dozunu arttırıyor. 29 Ekim tarihinde Devrim Muhafızları tüm muhaliflere “Bugün gösterilerin son günü artık sokağa çıkmayın.” uyarısında bulunmuştu. O tarihten itibaren de İran güvenlik güçleri, paramiliter Besiç çeteleri ve Devrim Muhafızları vahşet seviyesini arttırdı. Geçtiğimiz günlerde Mahabad’da yapılan gösterileri bastırabilmek için güvenlik güçlerinin internet karartması altında zırhlı araç ve ağır silahlarla gösterilere müdahalesi bu durumu kanıtlıyor.

Ayetullah rejiminin göstericilere karşı esnememesinin bir diğer sebebi de verilecek tavizlerin mevcut seferberlikleri dindirmeyeceği, aksine büyüteceği gerçeği. Rejim, 1979 yılında Şah’ın verdiği tavizlerin, adım adım iktidarının sonunu getirmesini doğru bir şekilde okudu. Mollalar sistem içerisinde uzlaşarak bir çözüme ulaşılamayacağını görüyor. Ne var ki bu durum kendi içerisinde kırılganlıkları da beraberinde getiriyor.

Devrim muhafızları da tam da bu kırılganlıkları azaltmak için kuruldu. 1979 yılında doğrudan Humeyni’nin eliyle kurulan, emirlerini doğrudan dini liderden alan 150 bin kişilik güce sahip Devrim Muhafızları ve ona bağlı tüm yapılar İran’ın burjuvazisini temsil etmektedir.

Devrim muhafızları; Petro-kimya tesislerinden bankalara, ağır sanayi tesislerinden telekomünikasyon şirketlerine, madenlerden liman işletmelerine kadar tüm değerli kurumların patronudur. İran’ın tüm yeraltı ve yerüstü zenginlikleri dar bir iktidar çevresi ve ona bağlı askeri burjuvazinin kontrolü altındadır.

Devrim Muhafızlarının altında da sayıları tam olarak bilinmeyen Besiç Paramiliter Militanları bulunmakta. Sokakta başörtüsü denetiminden, protestocuların izlenerek raporlanmasına şehirlerde aktif olarak görev almaktadır.

Molla rejimi, en zayıf karnını sistem içindeki en vahşi aparatla korumakta.  Rejim bu kaynakları kaybetmemek için devlet terörünü yükseltmekten çekinmiyor.

Protestoların Karakteri

İran eğitim sisteminde kadınların üniversite öğrenim oranı, birçok Ortadoğu ülkesinin ilerisinde. İran’da yükseköğrenim gören kadınların oranı %60 iken erkeklerin oranı %40’larda. Buradan bakınca isyanların ana sloganının Jin Jiyan Azadi (Kadın Yaşam Özgürlük) olması tamamen anlaşılır bir sonuç. Ayetullah Rejiminin İranlı kadınlardan beklentisi ise evinin kadını olarak sosyal hayatta erkek egemen sisteme karışmamaları. Besiç ve ahlak polislerinin sokakta başörtüsüz kadın avı bu anlamda rejim için önemli. Buna rağmen İran’da kadınlar, tüm baskı, işkence, tutuklama ve hedef gözetmeksizin üzerlerine ateş açılmasına rağmen aylardır mücadeleye devam ediyor.

İran’da işçi sınıfı rejime karşı büyük grevlere imza atıyor. İsfahan Çelik Fabrikasında binlerce işçi uzun süredir grevde. Ağır sanayi kuruluşlarındaki birçok işçi rejimin katliamlarını protesto etmek için makina başına geçmedi. Kermanşah’da tır sürücüleri uzun süredir kontak açmıyor. Tahran’daki büyük esnaf grevi devam ediyor.

Yaş ortalaması çok genç olan İran halkı, kendilerine dayatılan bu geleceksizliğe karşı öfkeli. İran muhalefeti, İran halkının kaygılarını temsil etmiyor. Halk, muhalefetin de kapitalist sömürüyü yine bu sistem içinde devam ettirmek istediğinin farkında. Bu anlamda İran gençliğinin iktidardaki figürleri değil doğrudan rejimi hedefine koyması çok ileri bir bilinç düzeyini gösteriyor. Protestolarda 18 Kasım 2022’de Humeyni’nin doğduğu evin bile ateşe verilmesi ve kitlelerde yaygınlaşan sloganlar bunu kanıtlıyor.

Kara Bulutları Dağıtmanın Yegâne Yolu.

İran halkının mücadeledeki bilinç seviyesinin yüksek olduğu su götürmez bir gerçek. Ayetullah rejiminin topuyla, tüfeğiyle, paramiliter çetelerin vahşetiyle aylardır protestoları bastıramaması bunun en önemli kanıtı. Aynı zamanda protestonun doğrudan diktatörlüğün yıkılması ve iktidarın zaptı perspektifi ile donanması da oldukça önemli.

Bu mücadelelerin eksik yanı ise elbette İran’da öncü bir devrimci partinin bulunmaması. Mücadelelerin zafere ulaşması bu partilerin önderliğini geliştirilmesine doğrudan bağlı.

İran’daki protestolar çok parçalı bir niteliğe sahip. Ruzistan, Belucistan ve Kürdistan eyaletlerinde etnik ayrımcılığa karşı isyan varken Tahran, İsfahan gibi sanayi ve Bander Abbas gibi ticaret kentlerinde ise ekonomik talepler öne çıkıyor.

Önderlik eksikliği, halkın genelinde kabul görmeseler dahi reformist girişimlerin ve İran şah hanedanının bitinin kanlanmasına sebep oluyor. Bunun yanında Molla Rejiminin zayıflaması halinde Devrim Muhafızlarının paralel ordusuyla darbe yapıp, başörtüsü gibi bazı konularda esneklik sağlayarak ekonomik imtiyazlarını koruma çabası da ihtimal dahilinde.

Kahramanca seferber olan halkın devrimini fırsatçı şu ya da bu kliğin çalmasını engellemenin tek bir yolu bulunmakta. Bu da kitlelerin kendi önderliğini kuracak araçları inşa etmesinden geçiyor. Mahalle şuralarında, işyeri ve üniversite komitelerinde İran işçi sınıfının kendi önderlerini tarih sahnesine çıkarması gerekiyor.

Evet, güneş doğudan doğmaya başladı ancak kara bulutları dağıtmak için İran halkının gerçek önderleri, ileri!

Yazar Hakkında