Asgari Ücret, Enflasyon, Tüketim Balonu

<strong>Asgari Ücret, Enflasyon, Tüketim Balonu</strong>

Esat Erdoğan

Asgari ücret 22 Aralık’ta Cumhurun Başı tarafından açıklandı. RTE, adeta kişisel hesabından bağış yapıyormuşçasına yeni asgari ücretin 8 bin 506 lira olacağını ilan etti. Sağ olsun, var olsun! Masada devlet ve işveren temsilcileri vardı, ama 9 bin liradan aşağısını kabul etmeyeceklerini söyleyen “işçi temsilcileri” yoktu.

Bu miktar, ilk başta 7 milyon asgari ücretli için iyi bir artış gibi görünse de ne geçmiş borçları kapamaya ne de yeni fiyat artışlarını karşılamaya yetecek. Bu ücretle bırakın yıllar boyu taksit ödeyerek bir ev sahibi olmayı, İstanbul gibi büyük şehirlerde kiralık ev bile bulmak çok zor. Türk-İş’in Kasım ayı araştırmasına göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 7 bin 786 lira.  Hayatı sürdürmek için gerekli rakam ise 25 bin 364 lira. Yani yoksulluk sınırı! Bekâr bir kişinin yaşam maliyeti ise 10 bin 171 lira. Asgari ücret, birkaç ay içerisinde yeniden açlık sınırının altına düşecek. Maalesef “büyüklerimiz” yine büyük bir gösteriş ve “gururla” bizi bir kez daha sefalete mahkûm ediyorlar…

Asgari ücretin yükselişi hayat pahalılığını tetiklerken memurların, emeklilerin, beyaz yakalıların ve asgari ücretin üstünde maaşla çalışan işçilerin maaşları aynı oranda artmayacak. Bu “asgari sefaletin” büyümesi anlamına geliyor.  Bu nedenle yüzde 55’in altında bir artış hiçbir işkolunda konuşulmamalı, kabul edilmemeli. Sendikalar bunun altında bir sözleşmeye asla elini sürmemeli!

Asgari ücretteki sefalet düzeyi işçilerin işyerlerinde fazla mesai yapmalarını zorunluluk haline getiriyor. Bunun kaçınılmaz sonucu, bilindiği üzere, işçinin çok daha az dinlenebilmesi, ailesinden, dostlarından uzaklaşması, iş kazalarına daha fazla maruz kalmasıdır.

Bir başka tehdit ise işten çıkarmalar olacaktır. Patronlar bu artışı bahane ederek işçi sayısında azalmaya gidecekler. Bu işten çıkarma dalgası zaten bir süredir devam ediyor. Eğer buna birlikte ve örgütlü bir cevap veremezsek muazzam bir işsizlik belası yoksul mahalleleri saracak.

Bu asgari ücret zammı çok yetersiz! Bu zam oranı gerçek enflasyonun çok altında! Ve enflasyon daha da artacak. Bu yüzden asgari ücretin yetersiz olduğunu haykırmalıyız. Yetmez, arttırmak için mücadele etmeliyiz. Bu da yetmez asgari ücretin gerçek enflasyon oranında her ay yeniden yükselmesini sağlamalıyız. Yoksa bugünkünden çok daha kötü koşullar altında ezilmemiz kaçınılmaz.

Zenginler Kazanırken Biz Enflasyon Altında Eziliyoruz!

Dünyada pandeminin başından beri piyasaya trilyonlarca dolar para süren hükümetler, üretim olmadan tüketimi teşvik ettiler. Fiyatlar artarken ulusal paralar değer kaybetti. Türkiye’de de Cumhurun başının zengin severliği nedeniyle enflasyon üç haneli rakamlarda. Devlet istatistikleri gizlese de sokağın istatistikleri gerçeği açıkça gösteriyor.

Cumhurun başı ve şürekâsı ekonomiyi büyütmek için işçiyi patrona ezdirme kararları ile sınıfsal bir tercih yaptılar. Zam yaparken bile ücretlerin değerini düşürdüler. Enflasyon, ücretleri düşürme mekanizması, zengini daha da zengin etmenin bir başka yolu değil mi zaten!

Sonuç ortada: Ücretlilerin milli gelirden aldığı pay sürekli gerilerken, başta finans sektörü olmak üzere sermayenin payı büyüyor. Biz demiyoruz, devletin istatistik kurumu söylüyor. Enflasyonla milli gelir dağılımındaki adaletsizlik derinleşmiş durumda. Hamdolsun!

Enflasyon freni patlamış bir kamyon gibi yolda giderken, büyüme de yavaşlıyor. Öyle ki Türkiye ekonomisinin büyümesi 2012’nin gerisine düşmüş durumda. Balon patladı, patlayacak! 2022 üçüncü çeyrek TÜİK rakamlarına göre ekonomi bir yıl öncesine göre yüzde 3,9, ikinci çeyreğe göre yüzde 0,1 küçülmüş. Tüketim ise yüzde 19,9 artmış.

TL enflasyon karşısında değer kaybederken, fiyat artışları nedeniyle ihtiyaç dışı bir tüketim patlamış durumda. İç tüketim artarken, ihracat gerilemiş. Sanayi ve tarımda ciddi bir artış yok.  İç talep ve enflasyon artarken halk sürekli olarak daha da fakirleşiyor. Dış ticaret açığı ise -43,5 milyar dolardan, -103,1 milyar dolara yükselmiş.

2012 yılı sonunda Gayri Safi Yurt İçi Hasıla 846 milyar dolarken, bu yıl 842 milyar dolara inmiş. Tabloda durum çok net görülüyor. (Kaynak Uğur Gürses)

Enflasyona ve Sefalete Karşı Mücadele

Bugün ülkenin birçok yerinde yoksulluğa karşı mücadele eden gençler ve işçiler var. Ancak bu mücadeleler henüz zayıf. Birleşik bir sınıf hattı kurulabilmiş değil. Üstüne üstlük burjuva muhalefet, emekçileri bu durumun seçimlerle değişeceğine inandırarak sakinleştirmeye çalışıyor.

Üç haneli enflasyonun iyice ağırlaştırdığı ekonomik krizin işçi ve emekçiler üzerindeki yıkıcı etkilerini kapitalistlerin yöntemleriyle ortadan kaldırmak mümkün değil. Onlar sadece daha ağır bir sömürü ve daha fazla kâr peşindeler. Emekçiler için, yüksek enflasyon altında eriyen ücretlerini ve ağırlaşan yaşam koşullarını iyileştirmeyi esas alan emek eksenli bir sosyal ve ekonomik program gerekmektedir.

Bu nedenle;

Asgari ücret derhal arttırılmalı. Eşit işe eşit ücret ödenmeli. Ücretler oynak merdiven sistemiyle (eşel mobil) her ay enflasyon oranında otomatik olarak arttırılmalı. Eğer şirketler zarar ettiklerini iddia ediyorlarsa defterlerini açsınlar. Zarar eden işyerleri işçi denetiminde kamulaştırılmalı.

Yetmez, bütün temel gıda, ilaç, enerji şirketleri hastaneler ve özel okullar işçilerin kontrolünde ivedilikle kamulaştırılmalı! Eğitim, sağlık, barınma ücretsiz olmalı. Temel gıda ve ilaçlar ücretsiz dağıtılmalı. İşçilerin kontrol ettiği fiyat kontrolü komiteleri kurulmalı. Spekülatörler tutuklanmalı. Toplu taşıma artmalı, emekçilere, işsizlere ve öğrencilere ücretsiz olmalı.

Zorunlu fazla mesailer yasaklanmalı. Çalışma süresi 6 saate düşürülmeli. Ücretlerde kesinti yapılmadan kalan işler işsizler arasında bölüştürülmeli. İşçiler, Cumartesi Pazar günleri, zorunlu işler haricinde çalıştırılmamalı. İşten çıkarılmalar yasaklanmalı ve çıkaranlara ağır cezalar verilmeli. Taşeron çalışma, şirket çalışanı, alt işveren, istihdam bürosu hepsi çöpe!

Mahallelerden okullara, fabrikalardan küçük işyerlerine tüm örgütlenmeler ve mücadeleler birleştirilmeli.

Gerekli kaynaklar için patronların vergileri arttırılmalı, gereksiz yatırımlara son verilmeli, dış borçlar ödenmemeli!

Kaynaklar:

https://t24.com.tr/yazarlar/ugur-gurses/az-gittik-uz-gittik-2012-nin-gerisine-dustuk,37667

http://www.kirmizigazete.org/2021/09/14/masallah-ne-kadar-da-buyumus/

Yazar Hakkında