Deprem…

Deprem…

Kırmızı Gazete Yayın Kurulu

6 Şubat sabahı büyük bir felakete uyandık. Kahramanmaraş Pazarcık merkezli 7,7 büyüklüğündeki deprem, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Diyarbakır, Adıyaman, Gaziantep, Malatya ve Hatay’da muazzam bir yıkıma neden oldu.  

Şimdi bu büyük doğa felaketine insan yapımı bir felaketin etkisi de eklenmiş durumda. Dünyanın en yıkıcı depremlerinden birini yaşamış ve ülke bir daha enkaz altında kalmasın diye bu ülkenin emekçilerinden “25 yıldır özel vergi toplayan” Türkiye Kapitalizmi, bu toprakların insanlarına gördük ki 25 yıl sonra koca bir hiç sunmuş. 

Yaşanan felaketin özgünlüğü yalnızca kayıplarının büyüklüğünden kaynaklanmıyor. Bu deprem, Türkiye kapitalizminin sosyo-ekonomik tabiatının “çürüklüğünü” olağanüstü bir çıplaklıkla ortaya koyuyor.

Türkiye’nin egemen sınıfları 35 yıldır bu coğrafyanın yıkıcı fay hatlarıyla dolu olduğunu biliyorlardı elbet. Yine de tüm Anadolu boyunca derinleştirdikleri, çarpık, eşitsiz ve acımasız kapitalizmleri için tıpkı kendileri gibi şatafatlı ama içleri depreme dayanıksız konutlar imal etmekten, plansız şehirler inşa etmekten geri durmadılar.  

1999-2021 arası toplanan deprem vergileri toplam 83 milyar TL, o yılın kurları ile 38,2 milyar dolar! Bugünün parası ile 730 milyar TL.

Ve elimizde koca bir hiç var…

Emekçi halkımız geleceğin zincirleme felaketlerinin zemini üzerinde elleri bağlı beklemeye devam ediyor.

Yerlere göklere sığdırılmayan devleti, yalnızca bir savaş makinası olarak görmekten yorulmadınız mı?

Salgın hastalık, sel, orman yangını, deprem… Hep en güçsüz, en yoksul olanın gözden çıkartıldığı bu düzenden yorulmadınız mı?

Türkiye Kapitalizminin yol açtığı çoklu ve yıkıcı bir kriz sürecinden geçiyoruz…

Bu kriz bizi bir yol ayrımının eşiğine getiriyor. Bu yol ayrımı, ülke içinde yaratılan kaynakların nasıl kullanılacağı sorunuyla yakından ilişkili. 

Bize ait olanların aslında tepemizde bir asalaktan farkı olmayan Türkiye egemen sınıfları tarafından yağmalanmasına izin mi vereceğiz?

Yoksa planlı bir ekonomi temelinde ve işçilerin kontrolü altında toplum refahını artırmaya dönük olarak kullanılmasına mı yöneleceğiz? 

 Kırmızı Gazete

Yazar Hakkında