14 Mayıs Seçimlerinde 575 Bin Belediye Şirket İşçisine Bir şey Yok

14 Mayıs Seçimlerinde 575 Bin Belediye Şirket İşçisine Bir şey Yok

Mahmut KALE

2018’de AKP Hükümeti, Kamu’da taşeron olarak çalışan işçilere kadro sözü verdi. 696 Sayılı KHK ile taşeronda çalışan belediye işçilerini şirketlere geçirdi. İşçilerin beklentisi belediye ana kadrosunda istihdam edilen Norm Kadrolu işçilerle aynı statüye geçmekti. Fakat zamanla anlaşıldı ki, hükümetin asıl amacı güvenceli, kadrolu statüden çok, ücretleri asgari ücret düzeyine çekmek ve ücretler üzerinden sermayeye aktarım sağlamakmış.

KHK zorbalığıyla getirilen Belediye Şirket işçiliği ile asgari ücretin katlarında ( %40 – %50 – %60 ) olan işçiler, adım adım asgari ücret sınırında birleştirildi.

Tüm süreç boyunca iş kolunda yetkili sendikalar, belediye şirket işçilerinin yaşadığı haksızlığı, hukuksuzluğu sorun etmedi.

2018 yılı itibariyle başlayan 696 Sayılı KHK şirket işçiliği, Yüksek Hakem Kurulu Toplu İş Sözleşmesi hükümleri dayatmasıyla 2 yıl boyunca, özgür Toplu İş Sözleşmeleri yapılamadı. İşçiler, yüzde 4+4 ile yaşamak zorunda kaldı. 2020 yılında özgür TİS hakkı kazanan işçiler; siyasi partiler, sendikalar ve işveren sendikalarının baskısı altında kalarak çok düşük sözleşmelerle maaşlarının asgari ücret seviyesine gelmesini durduramadı.

Şirket işçiliği; insanca yaşayacak ücret, iş güvencesi ve diğer haklara erişimi garantileyemedi.

Sendikalar işçilerin norm kadro, ilave tediye, iş güvencesi, belediyelerde ana kadroda bulunan işçilerin taban ücreti konusunda hiçbir şey yapmadı. İşçiler sendikalara adım attıramadı.

Siyasi partiler, 696 sayılı KHK ile getirilen çalışma rejimine dört elle sarıldı. Maalesef ki birkaç muhalefet milletvekili dışında yüz binlerce işçinin sorunlarını gündem yapan olmadı.

Bu gidişe dur demek için belediye şirket işçileri sosyal mecralar üzerinden birbirleri ile bağlantı kurup, sıkıntılarını sosyal medya aracılığı ile dile getirdiler.

2021 yılında yaklaşık 562 bin taşeron işçisi, Taşeron Belediye İşçiler Birliği’nin (TABİB) örgütlenmesi ile birlikte belediye işçilerinin kararlı mücadelesi ve sesine sahip oldu. Yükselen enflasyon karsısında eriyen ücretlerin artması konusunda kampanya başlatan TABİB, kısa süre sonra EK PROTOKOL sorununu emek hareketinin ve toplumsal muhalefetin gündemine taşımayı başardı. Sosyal medyada yapılan yoğun çalışma amacına ulaştı. Bugün yapılan tüm iyileştirme çalışmalarının temeli o zamanlar atıldı.

İş yerlerinde basın açıklamaları, alanlarda eylemler ile sorunların gün ışığına çıkmasına olanak sağladı.

Elbette EK PROTOKOL kavgası yetmezdi, sorunu kökünden çözmek gerekiyordu. Bunun için NORM KADRO mücadelesini yükseltmek, güvenceli çalışma koşulları, eşit işe eşit ücret sağlayan bir işe sahip olmak gerekiyordu.

Yaklaşan 2023 seçimlerinde kadro meselesini gündemde tutmak, örgütlülüğü geliştirmek, tüm alanlarda tepki vermek ve seçimde doğru tempoyu arttırmak için kolları sıvamak gerekiyordu.

Belediye Şirket İşçilerini, Norm Kadro çalışmasına davet eden TABİB, önce konunun mahiyetini, anlamını, taleplerini açıkladı ve bir program çizdi.

Haftada 1 gün hashtag çalışması yapıldı.

Sadece twitter aktivizminin yetmeyeceği öngörülerek işçiler alanlara çağrıldı.

10 Nisan 2022 günü Belediye Şirket İşçileri TABİB’in çağrısıyla Kadıköy’de basın açıklaması yaptı. Eylemler devam etti. Beşiktaş, Ankara Ulus, Adana ve Kadıköy Süreyya Operası önünde yapılan basın açıklamaları ile işçilerin sorunları dile getirildi.

Ankara eylemiyle, meclisteki milletvekilleri ziyaret edildi. Vekillere dosya verildi, vekillerin soru önergesi ve kanun teklifi verilmesi sağlandı. Norm Kadro talebi Mecliste gündem oldu. AKP ve MHP kanun tekliflerini her defasında reddetti.

İşyerlerinde örgütlenme, sohbetler, işçilerin çalışmalara katılması sağlanmaya çalışıldı. Tek tek işçilere twitter açma çalışmaları yapıldı.

İşyerlerinde, sokaklarda, TBMM’de ve sosyal medya çalışmalarıyla belediye şirket işçilerinin talep ve beklentileri görünür kılındı.

Belediyelerde kamu hizmetinin yüzde 92’sini Belediye Şirket İşçileri yapıyor. Kendi işleri dışında covid, yangın, deprem gibi toplumsal afetler yaşandığında tereddütsüz toplum yardımına ilk koşan belediye işçileri oluyor. Son depremde bunu bir daha gördük.

Her işe koşan, halkın sağlıklı kentlerde yaşamasına yardımcı olan ve nitelikli kamu hizmetlerine ulaşması için çabalayan belediye şirket işçileri asgari ücret düzeyinde ücret alıyor. Çoğu bankaya borçlu, icralık, ya da 2. iş yapıyor. Ama geçinemiyor.

Kısacası, 2023 yılı itibariyle yaklaşık 575 bin belediye şirket işçisinin hükümetten beklediği kadro, güvenceli iş ve sosyal haklar bu seçimde de yok.

Fakat 6 hafta sonra seçim var.

575 Bin belediye şirket işçisi kendisinden esirgenen hakları göz önünde bulunarak oy kullanacak.

Bu mücadele burada bitmeyecek.

Kadrolu, güvenceli, insan onuruna yakışır bir iş yaşamı kurulana kadar mücadelemiz devam edecek.

Yazar Hakkında