Alibeyköy’deki Livorno, Ya da Şampiyon Karadolap Spor!

Alibeyköy’deki Livorno,  Ya da Şampiyon Karadolap Spor!

Haliç’in fabrika sirenleri ile inlediği dönemlerde, gecekondu mahallesinin daracık sokaklarında patlak bir top ile başladı bu sevda. Sonra boş tarlalara sığmadı, Haliç grevlerine, Taksim 1 Mayıs’larına akardı eskilerin Saya Yokuşu olarak bildiği takım ve taraftarı. Göç ile gelmiş, kendine binbir emekle ve çabayla inşa ettiği evler yapmış, her sabah şehrin atardamarlarına akan emekçilerden oluşan mahallemin futbol takımı.

  • Böyle bir geleneğin ürünü olan bir mahallenin devrimci takımı Karadolap Spor, Bilal Erdoğan finansmanlı Okmeydanı Fetih Spor’u eleyerek Süper Amatör Lig’e lig şampiyonluğu ile yazdı adını.

Karadolap Spor, sadece futbolu ile değil toplumsal duyarlılığı ile yaptığı bir çok faaliyetlerle de adından söz ettirmeyi başarmış, çevresine ilham kaynağı olmuş bir kluptür. Bu yönünden olacak ki, sayın devlet organları tarafından pek sevilmez. Sahada pols tarafından hırpalanmayan futbolcusu yoktur mesela. Yüzlerce amatör klübe maddi manevi yardım ve ayrıcalık tanınırken genelde görmezden gelinir. Ama cezalar açısından elbette görmezden gelinmez; dozaj aşımıyla haklı ya da haksız tonla cezayla doludur tarihi!

Hemen hemen her futbolcunun -ve benim de- karakolda bir bardak çay içmişliğimiz vardır mesela(!)

Yine de halimizden hiç şikayetçi olmadık. Çünkü kirlenmiş futbola karşı, yine kirlenmiş futbolun içinde mücadele verdiğimizin hep farkında olduk. Dar gecekondu sokaklarında oynadığımız futboldan bugüne, Karadolap Spor her şeye inat dimdik ayakta kalmayı başardı, başarılarına başarılar ekledi. En sonunda da, devletli abilerimizin pek sevdiği Okmeydanı Fetih’i 3-1’lik bir skor ile eleyip Süper Amatör Lig şampiyonluğuna yükseldik.

Artık diktatörlüğün yedek lastiği haline gelmiş basından umudumuzu çoktan kestiysek de ne devrimci basında, ne de “beyaz yakalı”  arkadaşların  gündemine de pek giremedik. Arjantin ya da İtalya’da tribünlerde Che posteri açıldığı için tonla yazıya konu olan bir takım değiliz elbette. Nedense oralardan bahsetmenin yarattığı “hava” bizim takımdan bahsederken oluşmuyor belki de. Instagram ya da sosyal medya hesaplarından  bir maçımızdan tribün resmi paylaşanlara çok tanık olmadık, diğerine olduğumuz kadar. Oysa, bizim yanımıza gelmek daha kolay ve ucuz, Mecidiyeköy’den tek bir otobüs bileti ile ve diyelim en fazla yarım saatte mahallede ve antremanlarımızı yaptığımız sahada olunabiliyor. Hem gelene çay bile ısmarlıyoruz. Masada bir şey varsa da paylaşacağımızdan kimsenin şüphesi de yoktur herhalde.

Ama biz yine de enseyi hiç karartmayacağız; Umut da mücadele de her yerde! Şampiyon Karadolap!

Yazar Hakkında