METAL PATRONLARININ SERVETLERİ BİZ İŞÇİLERDEN ÇALDIKLARIDIR – 2

METAL PATRONLARININ SERVETLERİ BİZ İŞÇİLERDEN ÇALDIKLARIDIR – 2

Peki metal işçisi, sendikal  bürokrasi ve MESS’in dayatmaları karşısında nasıl bir mücadele yolu ve yöntemi tercih etmeli?

130 bin metal işçisini kapsayan toplu sözleşme görüşmelerinin 5. oturumu geçtiğimiz günlerde yapıldı ve ücret dahil bir dizi madde görüşüldü.

Metal patronları adına masaya oturan MESS ilk altı aylık zam olarak resmi enflasyon oranı olan 6.05 , sonraki 6 ay için ise enflasyon oranında zam teklifinde bulundu.

Ayrıca MESS’in sözleşmenin 3 yıl geçerli olmasında ısrar etmesi, gelecek günlerde metal işçilerine çetin bir mücadelenin habercisi olduğunu göstermekte.

Yetkili sendikalardan Türk Metal Sendikası yüzde 26.8, Birleşik Metal İş ise yüzde 34 oranında zam talebinde bulundular. Yasal prosedüre göre görüşme süresi doldu ve anlaşma sağlanamaması sonucu uyuşmazlık zaptı tutuldu. Bu aşamada sürece arabulucu dahil oluyor ve yine anlaşma sağlanamaması halinde GREV kararının alınması gerekiyor.

Sendika bürokratları patron temsilcileriyle oturdukları masada mikrofonu açık unutup perde arkasında nasıl anlaştıklarını göstermişlerdi fakat bu sefer bu sınavdan geçmişte olduğu gibi sıyrılamayacaklar.

Metal patronları ekonomik krizi bahane ediyor ve “ölümü göster sıtmaya razı et” politikası sergiliyor. Sermaye iktidarının aldığı “grev yasak” kararlarına güveniyorlar, sözleşme masasından kazanımla çıkacakları günü bekliyorlar.

Sendikalar ise aba altından sopa gösterircesine fabrikalarda grev provaları yapıyor ve krizle sonuçlanacak bir sürecin ardından kopacak fırtınaya hazır olduklarını metal patronlarına gösteriyor.

Metal sendikaları işçiye her türlü dayatmanın ve baskının üstesinden geleceklerinin, her türlü mücadeleye hazır olduklarının, geçmişte nasıl üstesinden gelmiş iseler şimdide geleceklerinin naralarını atmaya ve bir kaşık suda fırtına koparmaya devam ediyorlar.

Şimdi bir geçmişe göz atalım; iki dönem önceki sözleşmede greve çıkan metal işçilerinin grevleri MGK  kararı sonrası yasaklanmış, fabrikalarda işçiler işgale başlamış ve mücadele ateşini harlayarak metal patronlarına gereken cevabı vermişlerdi.

Sendika bürokrasisi ise fabrika işgallerini kırmaya dönük çaba harcamıştır. Birçok sözleşmede  aynı tavrı takınan sendikal bürokrasi patronlara karşı mücadele etmek yerine “oldu bitti”ye getirip süreci sonlandırma yolunu tercih etmişlerdir.

Metal işçileri 2015’de Türkiye’nin pek çok yerinde kendilerini fabrikalara kilitlemiş ve fabrikaları terk etmeyerek aileleriyle beraber eylemlere başlamışlardı. MESS’in sendikal bürokrasiyle işbirliğini açığa çıkaran işçiler mücadeleyi yükselterek metal patronlarını ve sendikal bürokrasiyi dize getirmişlerdi. Kararlı eylemlerle sözleşme süreçlerini etkilemiş ve ara ödemeler almakla kalmayıp sonraki sözleşmelerde tutarları yükseltmişlerdir. Bunu başaran sendikal bürokrasi değil metal işçilerinin kararlı tutumlarıdır. Önümüzdeki sözleşme döneminde benzer bahanelerle önümüze gelecekler. Şimdiden fabrikalarda komiteleşmelere  gidelim ve metal işçilerinden bağımsız alınacak kararlara ve her türlü ayak oyunlarına karşı örgütlenerek mücadele edelim. Metal işçilerine sorulmadan hiçbir sözleşmeye imza atılamayacağını gösterelim.

Şimdi metal patronları  biz metal işçilerine bir davette bulunmuşlardır. Davetleri kabulümüzdür. Metal işçileri olarak siz patronları Kavel’den, Paşabahçe’den, Mutlu Akü’den, UPSkargodan, Tuzla tersanelerinden, Soma madenlerinden, 2015 metal fırtınasından tanırız. Ama siz patronlar bizleri, işçilerin emekçilerin mücadele ederek kazandıkları grevlerden,direnişlerden, işyeri işgallerinden  tanırsınız .

Şimdi yeni kazanacağımız  metal fırtınaları yaratmak için metal işçisi bir adım öne.

Umut Yılmaz

Yazar Hakkında