Metal İşçileri ve Rus Devrimi

Metal İşçileri ve Rus Devrimi

21 Ekim 2017,Kevin Murphy

Rus Devrimi ve metal işçileri hakkında sizinle konuşmanın ne büyük bir onur olduğunu söyleyerek başlamak istiyorum. Bildiğiniz gibi, metal işçileri 1917’den önce ve devrim sırasında Rus devrimci hareketinde çok önemli bir rol oynadı. Metal işçilerinin bu harekete olan katkılarını ve bazı önemli olayları özetlemeye çalışacağım.

Rusya’nın ekonomik gelişimi 1800’lerin ikinci yarısında çok geç başladı. Büyük patlama, Rus demiryolu sisteminin inşası sırasında 1890’larda gerçekleşti ve 1917’ye kadar devam etti. Rusya’nınen büyük iki şehri Moskova ve St.Petersburg 1860’larda sadece yarım milyon insana sahipti. Ancak elli yıl sonra, Dünya Savaşı’nın başlangıcında, sanayileşme sebebiyle her iki şehirde de iki milyon insan vardı. Metal, sanayileşmenin, demiryolu sisteminin, fabrika inşasının, mühendisliğin ve silah üretiminin anahtarıydı.

Bu, özellikle St.Petersburg için geçerliydi. Şehir daha sonra 1914’te savaşın başlangıcında  Petrograd olarak yeniden adlandırıldı. Petrograd ve banliyölerinde 1917’de 400.000 kadar işçi vardı ve bunların 240.000’i yani işgücünün % 60’ı metal işçileriydi. Rusya’da sanayinin geç gelişmesi, çok modern ve büyük metal fabrikalarının çok kısa sürede inşa edilmesi anlamına geliyordu. Petrograd’daki işçilerin yüzde yetmişi binden fazla işçinin olduğu fabrikalarda çalışıyordu ve Amerika Birleşik Devletleri’ndekilerin iki katından fazlaydı. Bazı metal fabrikaları muazzamdı; boru fabrikasında 30.000, Obukhov makine fabrikasında 13.000, Putilov metal fabrikasında 30.000, Baltık gemi tersanesinde 8.000 işçi çalışıyordu. Petrograd, 1905 Devrimi sırasında, 1912’den 1916’ya kadar olan grev dalgasında ve devrim senesinde en militan sanayi merkeziydi. Metal işçileri hareketin kalbiydi desek abartmış olmayız.

Metal işçileri 1905 Devrimi’nin başlangıcında çok önemli bir rol oynadılar. 9 Ocak 1905’teki Kanlı Pazar’dan önce sosyalistler işçi sınıfı hareketi içinde küçük bir azınlıktı. Çarlık gizli polisi başkanı Sergei Zubatov sosyalistlerin etkisini zayıflatmak amacıyla Çar’a sadık olan ve bazı sosyal haklar kazanmaya çalışan polisleri sendikada örgütledi. Aslında, Zubatov polis sendikaları 1903’te Odessa’da ilk genel grevi düzenledi. Peder Gapon Rus Fabrikası ve Değirmen İşçileri Meclisi’nde de benzer bir durum vardı. Gapon aslında bir polis ajanıydı ve mecliste sosyalistlerin etkisini çok aşan konuşmalarından keyif alıyordu. Sosyal demokrat konuşmacılar defalarca yuhlandılar ve bazen öfkeli işçiler tarafından zorla uzaklaştırıldılar.

Dev Putilov metal fabrikasında dört metal işçisinin işten çıkarılması, çeşitli ekonomik ve siyasi taleplerle yaklaşık 400 fabrikanın grev dalgasının kıvılcımını çaktı.  9 Ocak 1905’te Gapon’un Meclisi, Kışlık Saray’a yaklaşık 50.000 kişiyle yürüyüşe başladı ve Çar II. Nicholas’a bir dilekçe verdi; “Biz, St Petersburg’un farklı yerlerinden işçileri ve sakinleri, eşlerimizin, çocuklarımızın ve yaşlı, çaresiz ebeveynlerimizin adalet ve koruma arayışı için Thee O Sire’a geliyoruz. Fakirleştik, eziliyoruz, aşırı baskı altındayız, kötü muamele görüyoruz…”

İşçilerin talepleri oldukça radikaldi; evrensel oy hakkı, herkes için sivil özgürlükler, sendikal örgütlenme hakkı ve sekiz saatlik çalışma günü talepleri etrafında seçilmiş bir kurucu meclis. Hükümet birliklerine göstericilere ateş etmesi emredildi ve 139 kişi öldü. İşçilerin yanıtı öfke doluydu: “Katiller! Kan Emiciler! Cellâtlar! Japonlardan kaçıyorsun, ama kendi halkını vuruyorsun!” Bu saldırı sözde hayırsever Çar’ın alçakgönüllü günlerinin sona erdiği anlamına geliyordu. Aşağıdaki gibi dilekçeler artık Çar’a hitap etmiyordu:

Ekaterinoslav’daki Metal İşçileri’nden Duma Milletvekili’ne Talepler:

  • Emek yasalarla korunsun.
  • Mevzuatla sekiz saatlik iş günü derhal yürürlüğe girsin, mevcut ücretler korunsun.
  • Zorunlu fazla mesailer kalksın.
  • Hem işçilerden hem de yönetimden temsilcilerle, endüstrinin tüm kollarındaki işçiler için yerel arabuluculuk ofisleri kurulsun.
  • Tüm siyasi mahkûmlar için af! Ölüm cezasını kaldırılsın.
  • Sınırsız vicdan, konuşma, basın, toplantı, grev ve sendika özgürlüğü.

Bu taleplerin savunulduğu Kanlı Pazar 1905’in işçi sınıfı hareketinde önemli bir dönüm noktası olduğu görülmektedir. İşçiler artık Çar’ı hayırsever bir diktatör olarak görmüyorlardı ve artık işçi hareketinin liderleri polis sendikaları değildi. Bu noktadan itibaren sosyalistler işçi hareketinde egemen olacaklardı. Bu Rus işçileri için çok önemli bir kırılma noktasıydı. 1905 Devrimi’nin diğer önemli dersleri ise siyasi bir silah olarak kitlesel grevin ve Ekim ayındaki kitlesel grevden büyüyen Petrograd İşçi Temsilcileri Sovyeti’nin kurulmasıydı. Metal işçileri hem genel grevde hem de Sovyet liderliğinde etkili oldular.

1905 Devrimi’nden sonraki baskı döneminde Rus emek hareketi en düşük düzeydeydi. 1905 Devrimi’nden sonra 3.000 siyasi mahkum idam edildi ve 570.000 kişi sürgüne gönderildi ya da hapsedildi. Devrim sırasında, 2.8 milyon işçi greve gitti, bunların neredeyse yarısı metal işçisiydi. 1910 yılında ise sadece 37.000 işçi greve gitti.

1905 sonrasında bazı metal işçileri, eylemciler ağını güçlendirmeye yardımcı olan yasal faaliyetlere katıldılar. Bunlara sigorta kooperatifleri ve sendika çalışması da dâhildi. Metal işçileri sendikası üyeliği çok düşük rakamlardaydı, 1914 yılına kadar Petrograd’da 11.000 ve Moskova’da 3.000 sendika üyesi vardı. Çünkü sendikaların işçileri temsil etmek için yasal hakları olmasına rağmen grev hakları yoktu. Sendikaların bu zayıflığı işçileri daha militan yasadışı örgütlenme biçimlerine zorladı.

1905’te olduğu gibi, işçi eylemleri için dönüm noktası grevdeki işçileri devletin katletmesiydi. Lena Goldfield madencileri tehlikeli çalışma koşullarında çok düşük ücret karşılığında on beş saat çalışıyordu. 4 Nisan 1912’de 2500 Lena madencisi protesto yürüyüşü yaparken hükümet birlikleri ateş açarak 270 işçiyi öldürdü. Birkaç gün içinde katliamla ilgili haberler ve İçişleri Bakanı Makarov’un tehdidi yayıldı: “Oldu ve gelecekte de böyle olacak! ”. Katliamın etkisiyle sonraki üç hafta boyunca, St.Petersburg’da son üç yılda tüm imparatorlukta gerçekleşenden daha fazla işçi eylemi gerçekleşti.  Politik grev hareketi Nisan 1912’den Ocak 1917’ye, savaşın başlamasıyla kesilene kadar dünya tarihindeki en çarpıcı grev dalgasıydı. 4,5 milyon işçiyi kapsayan 9.000’den fazla grev ki bunların 32 tanesi politik grevdi ve 12 milyon iş günü kaybı yarattı… 

Bu grev hareketi hakkında üç noktaya değinmek istiyorum. İlk olarak, 1916’dan önce kadınlar ve genç işçiler grev hareketinde çok aktif değildi, çünkü militanlar onların taleplerini çok ciddiye almadılar. Bir işçi “düşük ücret aldıklarını, hareketin dışında kaldıklarını ve grevlere katılmadıklarını” yazdı. Savaş süresince erkeklerin daha çok orduya alınmasıyla metal endüstrisinde giderek daha fazla genç ve kadın çalışmaya başladı. Moskova Metalworks’te yönetime karşı birlik demek, erkek metal işçilerinin daha önce göz ardı edilen kadınların ve genç işçilerin taleplerini dikkate alması gerektiği anlamına geliyordu. Mayıs 1916’da tüm fabrika greve gittiğinde işçiler, çıraklar ve kadınlar için asgari ücret talep ediyorlardı. Daha iyi örgütlenme aynı zamanda çarlık siyasi polisinin grev liderleri olarak bildirdiği işçilerin işten çıkarılmasına karşı mücadele anlamına geliyordu. Ekim 1916’da bin işçiyle yapılan bir başka grevin, daha önce marjinalize olmuş kadın ve genç işçileri de kapsaması, bu kez işçilerin dayanışma düzeyinin arttığını gösteriyordu. Bu grevde işçiler mağdur olamamak için örgütlü bir grev komitesi kurdular.

İkincisi, bazı özel fabrika ve hatta mağazalarda işçilerin greve katılımı, bireysel militanların çalışmasına ve ajitasyonuna bağlıydı. Bir grup militan varsa o fabrika katılırdı. Bunu, her grevden sonra Çarlık Okhrana (siyasi polis) militanlarıtoplamasına rağmen yaptılar. Çarlık polisi raporlarına baktım. Her grevde, polis raporları militanların isimlerini ve katılan grevcilerin sayısını listeliyordu ve genellikle tutuklanan ve Sibirya’ya sürgün edilen militanlar Bolşeviklerdi.

Üçüncüsü, bu dönemde Rusya’daki siyasi grevlerin çoğu Petrograd’da ve metal işçileri tarafından gerçekleştirildi. Fabrika sahipleri 1912 yılıraporlarında “birbiri ardına gerçekleşen grevlerinin sıklığından ve işçilerin işi kesintiye uğratma nedenlerindeki sıra dışı çeşitlilikten” şikâyet ediyorlardı. Bu çeşitlilik ve dayanışma savaşın başlangıcına kadar, sonraki beş yıl boyunca devam edecekti. Kasım 1913’te militan Obukhov metal işçileri yargılandı ve 83.000 işçi dayanışma gösterdi. Mart 1914’te Treugolnik lastik fabrikasındaki kadın işçiler kötü havalandırma nedeniyle hastalandılar, 130.000 işçi dayanışma için greve gitti. Nisan 1914’te sosyalist milletvekilleri Duma meclisinden atıldı, 75.000 işçi sokağa çıktı. Eylül 1915’te Çar Nicholas Duma’yı kapattı, 60.000 işçi greve başladı. Ekim 1916’dagıda kıtlığı nedeniyle 90.000 işçi greve çıktı. Sonraki hafta Baltık denizcileri tutuklandı ve 100.000’den fazla Petrograd işçisi grev yaptı. Çarlık devleti zaman zaman işçi sınıfına saldırdı ve Petrograd’daki metal işçileri dayanışmayla cevap verdiler. Çarlık polisi, “yorulmadan mücadele eden, direniş ve sürekli örgütlenme yeteneğine sahip en enerjik, en cesur unsurların Lenin’in etrafında yoğunlaşmış insanlar olduğunu” rapor ediyordu. Her grevden sonra polis metal fabrikalarındaki militanları topladı, tutukladı ve Sibirya’ya sürgün etti. Yine de, 32 siyasi grev örgütlemesindeki bu fedakarlıklar devrimci hareketin şekillenmesine yardımcı oldu ve 1917’nin yolunu açtı. 

1917 Şubat Devrimi’nden önceki günlerde, Petrograd genelinde işçilerin öfkesi ekmek kıtlığınave savaş sırasında artan yüksek yaşam maliyetineydi. 20 Şubat’ta, büyük Putilov fabrikasındaki birkaç bölümde metal işçileri ücretler için greve çıktılar ve grev diğer bazı metal fabrikalarına yayıldı. Fabrika avlusunda büyük bir işçi toplanmasından sonra tüm fabrika çapında bir grevden korkan yönetim “siparişin sistematik olarak bozulması nedeniyle fabrikanın belirsiz bir süre kapandığını” duyurdu.

Dünya tarihindeki en önemli grev, 1917 Uluslararası Kadınlar Günü’nde, Petrograd’daki kadın tekstil işçileriyle başladı. Eşleri ve oğulları cephede olan bu kadınlar, ailelerini tek başlarına desteklemek ve beslemek zorundaydılar. Günde on üç saate kadar çalıştıktan sonra ekmek alma umuduyla sıfırın altında soğukta saatlerce sıra bekliyorlardı. Bolşevik liderler kitlesel grev için zamanın doğru olduğuna inanmıyorlardı ve 1 Mayıs eyleminde yapılması gerektiğini düşünüyorlardı. 22 Şubat’ta Bolşevik lideri Kaiurovmilitan Vyborg bölgesinde bir kadın toplantısındakadınları Dünya Kadınlar Günü’nde grev yapmamaya ve “partinin talimatlarını” dinlemeye çağırdı. Beş tekstil endüstrisindeki bolşevik kadınlar onu görmezden gelip ertesi sabah greve gittiler.

Neva Thread Mills’teki kadınlar, “Sokaklara! Durun! Biz başardık! ” diyerek kapıları açtı ve yüzlerce kadını yakındaki metal fabrikalarına götürdü. Nobel Mühendislik fabrikasına gelerek kartopu fırlatan binlerce kadın kollarını sallayarak “Çık! İşi Durdur!” diye bağırdılar ve işçileri onlara katılmaya ikna ettiler. Kadınlar oradan işçilerin kendilerine katıldığı Erikson Metalworks’e yürüdüler. Metal işçilerinin tekstil işçisi kadınlara desteği, bu grev eyleminin köprüler üzerinden şehir merkezine uzanan büyük bir gösteri haline gelmesine yardımcı oldu. İki gün içinde genel grev haline geldi ve beş gün içinde Devrim şehri kontrol altına aldı, birkaç gün sonra da çar çekildi. Şubat Devrimi sırasında grevcilerin çoğu metal işçisiydi.

Metal işçileri ayrıca Petrograd İşçi ve Asker Sovyetinde temsil edildi. Sonraki sekiz ay boyunca ana siyasi sorun yönetimin işçi ve asker sovyetlerinde mi yoksa geçici hükümette mi olacağıydı. İlk başta işçiler ve askerler, sovyette temsil edilen çeşitli sosyalist partiler arasında herhangi bir fark görmediler. Fakat zaman geçtikçe, radikal sosyalistler kapitalistlerle ve toprak ağalarıyla anlaşmaya devam ettikçe, savaş gibi ve toprağa ve fabrikalara kimin sahip olması gerektiğini gibi temel sorunlardan kaçtıkça radikal Bolşeviklere verdikleri desteği arttırdılar.

Düşük ücretli işçiler, 1917’deki ekonomik krizden en çok etkilenen kesimdi. 23 Nisan’da yapılan Moscow Metalworks fabrika genel toplantısında işçiler oybirliği ile vasıflı işçilerin aşırı ücret oranlarını reddetmeleri gerektiğini ve bu fonların vasıfsız çalışanlara verilmesini talep ettiler. Petrograd’daki fabrika işçileri de metal fabrikalarına benzer asgari ücret taleplerinde bulunuyordu. Bunlara benzer, işgücüne yönelik çeşitli öndevrimci eğilimler devam etti ve Moskova Metalworks’teki 439 kadının talepleri göz ardı edilemedi; ayrı duşlar, altı haftalık ücretli doğum izni ve yeni doğan çocuk için ikramiye dahil olmak üzere kadınların taleplerini içeren Haziran ayı talep listesi…

Moskova Metalworks’teki hareketin dinamiği, işçilerin iktidar duygusunu kazandıktan sonra ne yönetimin rüşvetleri ne de uzlaşmazlığı, işçilerin artan güç duygusunu ve sınıf mücadelesi azmini durdurmayacağını gösteriyordu. Düşük ücretler ya da işten atılma nedeniyle gerçekleşen iş yavaşlatma eylemi çatışmaya yol açıyordu ve işçi hareketi güven içinde büyüdükçe görünüşte birbirinden farklı konuların ne kadar birbiriyle örtüştüğünü görüyordu. Fabrika komitesi tek bir çalışanın dahi çıkarılamayacağına karar verdi. Çalışanlar daha sonra yönetim personeli atama ve görevden alma hakkına sahip olduklarına karar verdiler. Yönetim, 23 Mayıs’ta “kalıp döküm departmanındaki işçilerin bölüm müdürü Mattis’iistemediğini ve bu nedenle görevden uzaklaştırdığını kendisine ilettiğini” söyledi.

Devrimci bir dönemde artan bu güven duygusu yönetim tarafından tanındı. 9 Haziran’da, Moskova Metalworks yönetimi geçici hükümete işçilerin militanlığı hakkında şikayette bulundu: İşçi temsilcileri beklemek istemediklerini, eylem özgürlükleri olduğunu beyan ettiler ve fabrika yönetimine yönelik şiddet tehditleri de açıkça anlaşılıyordu. Uzlaşma Dairesi, ofis personelinin görevden alınmasını tamamen reddetti. İşçilerin barışı koruma odasında yeni şiddet tehditleri yarattığı göz önüne alındığında bu biraz anlaşılabilir bir durumdu.

2 Haziran Cuma günü işçilerin genel toplantısında işçi temsilcileri, dairenin işçilerin taleplerinden memnun olmadığını rapor etti. Bunun üzerine işçiler tedirgin oldu ve fabrikanın derhal işgal edilmesini ve fabrikanın yönetim ve ofis personeline karşı en şiddetli önlemlerin uygulanmasına karar verdi.

Metal dağıtımından sorumlu temsilci Kolikov, olayın Cumartesi günü Moskova Bölgesi Fabrika Komisyonu tarafından ele alınabilmesi için, şiddet ve işgal eylemlerini en azından Pazartesi gününe kadar ertelemeye işçileri ikna etmeyi başardı. Yönetime karşı tehdit bariz şekilde ortaya çıkınca, Kolikov fabrika müdürünü fabrikadan kaçmaya ikna etti.

Yönetim, işçilerin şiddeti konusunda endişeliydi; ancak işçiler tehdit etmelerine rağmen şiddet içeren gerçek vaka sayısı aslında çok düşüktü. Burada daha önemli olan, işçilerin yönetimin bazı işlevlerini üstlenmeye başladığını görmemizdir; bu, işçi kontrolüdür. Bu, işçilerin fabrikaları yönettiği anlamına gelmiyordu, ancak fabrika komitelerinin fabrikaları çalıştırmak için işe alma ve çıkarma konusunda söz sahibi olması ve ayrıca fabrikaları çalışır durumda tutmak için hammadde temin etmek gibi daha fazla sorumluluk almaya başlaması anlamına geliyordu. Böyle bir militanlık karşısında fabrika yönetimi Moskova Metalworks’ü kapatmaya çalıştı. Ancak metal savaş için çok önemli olduğundan Geçici Hükümet fabrikayı millileştirdi ve işçilerin yanında olmak zorunda kaldı. 1917 yazının sonlarına doğru lokavtlar ve fabrika kapanışları işverenlerin taktiği haline geldi. Kapitalistler, militan ve örgütlü bir işçi hareketi karşısında kazanamayacaklarını kabul ettiler.

Sovyetlerin Petrograd’daki militan işçileri, Haziran ayı sonuna kadar Bolşeviklerle birlikteydi. Temmuz günlerinde, işçiler ve aileleri sovyetlerin iktidarı almasını talep ederek Tauride Sarayı’ndaki sovyetmitingine yürürken, Leon Troçki, Putilov işçilerini şöyle tanımlıyordu: 

“Sabah saat üçte, eşleri ve çocukları ile seksen bin kişilik bir Putilov fabrikası topluluğu Tauride Sarayı’na yaklaştı. Yürüyüş töreni akşam saat onbirde başlamıştı ve diğer fabrikalar da yolda katılmıştı. Geç saat olmasına rağmen Narva Kapısı’nda o kadar büyük bir kitle vardı ki, o gece neredeyse kimse evinde değildi… Sabahın üçünde demokratik liderlerin birliklerin önden gelmesini bekledikleri Tauride Sarayı etrafında yerlerde yatan tüm Putilov fabrikası… Şubat ve Ekim arasındaki geçişin zirvesinde devrimin sunduğu en şaşırtıcı resimlerden biriydi bu.

12 yıl önce aynı işçilerin hiç de azınsanmayacak bir kısmı, Kışlık Saray’daki Ocak törenine ikon ve dini standartlarla katılmışlardı. O Pazar öğleden sonranın üzerinden yıllar geçti; diğer yıllar da önümüzdeki dört ay içinde geçecekti. ”

Ertesi gün daha militandı. Tauride Sarayı’nın dışında, Sosyalist Devrimci lideri Chernov sakinleşmeleri için yalvardı ancak Kronstadt denizcileri tarafından tutuklandı ve ancak Troçki’nin müdahalesinden sonra serbest bırakıldı. Silahlı Putilov metal işçileri, menşevik savaş taraftarı Tseretelli’yi bulmak için Tauride Sarayını aradılar, daha sonra Sovyet oturumuna girdiler ve bazı delegeleri dehşete düşüren anlar yaşandı. İşçilerden biri konuşmacıların platformuna atladı ve tüfeğini sallayarak şöyle dedi:

“Yoldaşlar, işçiler! Bu ihanete daha ne kadar dayanacağız? Burada toprak ağalarıyla tartışıyor ve anlaşma yapıyorsunuz. İşçi sınıfına ihanet etmekle meşgulsünüz. İşçi sınıfının buna katlanmayacağını anlayın! Putilov’dan 30.000 kişi var. Biz yolumuza devam edeceğiz. Tüm İktidar Sovyetlere! Tüfeklerimizi sımsıkı tutuyoruz! Kerensky ve Tseretellileriniz bizi kandıramayacak! ”

Militan Temmuz günleri gösterilerinin ardından kapitalistler ve toprak ağaları devrimi ezmenin zamanının geldiğine karar verdiler. Sosyalist olmayanların hepsi potansiyel diktatör General Kornilov’un arkasına dizildi. Askeri darbeye teşebbüs etmeden önce Kornilov, “Alman ajanları ve casuslarını, öncelikle Lenin’i ve Sovyet’i dağıtma zamanı” diyordu. Gerekirse, “İşçi ve Asker Temsilcileri Sovyeti’nin tüm üyelerini asın.”

Metal işçileri sendikası Ağustos sonunda Kornilov’un yenilgisinde önemli bir rol oynadı. Sendikalar ve Petrograd Sovyeti 40.000 işçiyi silahlandırmak ve savaşa hazırlanmak için bir Savunma Komitesi oluşturdu. Silah fabrikalarındaki metal işçileri de savaşa silah hazırladılar. Putilov’da çalışan bir işçi şöyle diyordu: “O günlerde günde on altı saat çalıştık, yaklaşık 100 silah yaptık.” Metal işçileri birliği, ofis personelinin büyük kısmını Savunma Komitesi’nde, özellikle de karşı-devrimci birliklerin hareketini bozması için demiryolu işçileriyle iletişim kurmak üzere görevlendirdi. Kornilov’un darbe girişimi yerinden kalkamadı.

Menşevik çalışma bakanı Skobelev fabrika komitelerinin gücünü sınırlamaya çalıştı. İşe alım ve işten çıkarmanın sadece yönetime ait olduğu emrini verdi. Beş gün sonra Skobelev fabrika komitelerinin çalışma saatlerinde toplanmasını yasaklayan ikinci bir bildiri yayınladı. Putilov ve Donanma gibi büyük metal işleme tesislerinde yapılan toplantılarda, “işverenlerin karşı devrimci taleplerine” boyun eğdiği için Çalışma Bakanlığı’nı eleştirdiler. Langerzippen fabrikasındaki metal işçileri bir karar yayınladılar: “Çalışma bakanlığının kötü niyetli iftiralarını ve fabrika komitesinin çalışmalarının emek verimliliğini düşürdüğü iddasını öfkeyle reddediyoruz.”

Kornilov’un yenilgisi solu açık bir karar almaya yöneltti: Ya aşırı sağın askeri diktatörlüğü ya da Sovyet gücü. Petrograd’da, boru fabrikası ve Obukovsky gibi menşevik kalesi olan az sayıda büyük metal fabrikası, Sovyet milletvekillerini geri çağırdı ve Bolşeviklerle değiştirdi.

Ekim ayına kadar, Rusya’daki işçi ve asker sovyetleri Sovyet Gücü’nü destekledi. İkinci Sovyetler Kongresi 25 Ekim’de toplandığında, 670 delegeden 505’i “tüm iktidarı Sovyetlere” devretmeye karar verdi. Bu milletvekilleri, on milyonlarca insanı ve aileleri de dâhil olmak üzere işçi ve askerlerin bulunduğu 402 sovyeti temsil ediyordu. On iki yıl önce metal işçileri yardımsever bir Çar’a inanırken 25 Ekim’de sosyalizme inanıyorlardı. Metal işçileri, devrimci yıllarda Rus işçi sınıfının radikalleşmesinde çok ciddi bir rol oynadılar.

Yazının orjinali için buraya tıklayınız.