Ofis Çalışanıyım Derdim Çok

Ofis Çalışanıyım Derdim Çok

Benim hikâyem bir küçük azınlık olarak ufak bir mutlulukla başladı. Corona bahanesiyle üç beş gün evde dinlenmek güzeldi.  Bir hafta idari izin hiç fena değildi. 

Ardından yıllık izinlerimi tükettim. Şimdi asgari ücretle “kısa çalışma ödeneğine” geçme şerefine ulaştım. Birinci günlerin mutluluğu kaygı ve korkuya çoktan döndü bile.

Benden daha kötü olan arkadaşlarım vardı, hala da var,onlar baştan ücretsiz izne gönderildiler. Ne şanslısın diyorlardı bana.  Onların da bir kısmı “kısa çalışma ödeneğine” döndü şimdi.

Bir de onlardan da kötüleri vardı ki onlar hep çalışmak zorunda kalanlardı. Onların bir kısmı da mutlu hatta… Aybaşında maaşımız var diyor kimisi… Kimisi de isyanda… Onlar aslında ölüme gönderilen piyadeler… Ne diyeyim bir yandan da haklılar. Kim ödeyecek kiramızı? 

Bir de hepimizden kötüleri var. Onlara işten çıkarıldıkları söylendi bile. Her gün bir yakın arkadaşım daha işsiz kalıyor. Gerekçeler sudan… Daha ay bile olmadan işçi çıkarmak ne arkadaşım? Sen ne zaman zarar ettin. Zaten Hükümetin bütün teşvikleri sana. Hani hepimiz aynı gemdeydik? Sen armatörlüğe devam, bizler suda…

Sevgili işçi kardeşlerim, 

Biz beyaz yakalı işçiler de korkuyoruz:

Çünkü Corona bizi de öldürüyor;

Çünkü patronlar maaşımızı vermiyor ya da kesintiler yapıyor;

Çünkü her gün işten atıldın haberi alma korkusunu yaşıyoruz;

Çünkü ev sahibimiz kira istiyor;

Çünkü biz de markete her gidiş de artan fiyatlara “yuh”demekten sıkılamıyoruz,

Çünkü kredi borçlarıma yenilerini eklemekten başka bir öneri de yüce devletimizden alamıyoruz;

Çünkü biz de işçiyiz.

Bir beyaz yakalı

Yazar Hakkında