Martin Monath: Nazi Askerleri Arasında Yahudi Bir Troçkist

Martin Monath: Nazi Askerleri Arasında Yahudi Bir Troçkist

Nathaniel Flakin , 26 temmuz 2018

2. Dünya Savaşı sırasındaki direnişin gizli tarihi:  Wladek Flakin, işgal altındaki Fransa’da Alman askerleri için basılan komünist bir gazetenin editörü olan Martin Monath’ın (1913-44) biyografisini yayınladı.

Wladek Flakin, Berlin’li bir tarihçi ve gazeteci, Klasse Gegen Klasse‘nin (Sınıfa Karşı Sınıf, Left Voice’in kardeş sitesi ) editörü ve Almanya Devrimci Enternasyonalist Organizasyonu’nun bir üyesidir. Flakin’in yeni kitabı “İşçi ve Asker: Martin Monath –  Wehrmacht Askerleri arasında bir Berlinli Yahudi”, 2. Dünya savaşı sırasında Nazi işgali altındaki Fransa’da işgal ordusunun askerleri arasında yeraltı faaliyetleri ile öne çıkan genç bir Troçkist liderin biyografisi. Bu amaçla, Almanca’ya uyarlanmış olanilk Arbeiter und Soldat (İşçi ve Asker) gazetesini kitap için yayınladı. Kitap, yazarın kaynaklarının birçoğunu dijital versiyonlarla ulaşılabilir kıldığı bir internet sitesi ile desteklendi. Flakin aynı zamanda kitabın İngilizce baskısını hazırlıyor. Guillermo Iturbide, Wladek Flakin ile konuştu.

“İşçi ve Asker”, David Broder tarafından 2008 yılında İngilizce’ye çevrildi, Marksist Internet arşivinde bulunabilir. Arjantin Ediciones IPS tarafından Leon Trotsky ve diğerlerinin metinleriyle birlikte yayınlanan İspanyolca sayı “La Segunda Guerra Mundial y la Revolución,”, İşçi ve Asker’de yer alan makalelerden bazılarını İspanyolca olarak içermektedir.

Dördüncü Enternasyonal, 2. Dünya Savaşı’nın “demokrasi” ve “faşizm” arasında bir savaş olduğu iddiasını reddetti. Troçki ve yoldaşları politikalarını Lenin’in 1. Dünya Savaşı politikalarına dayandırdılar: “Emperyalist savaşı, emperyalist burjuvaziye karşı bir iç savaşa dönüştürün.” Dördüncü Enternasyonal, savaşın sınıf mücadelesine bir son getirmeyeceği ilkesi yön veriyordu. Troçkistler, faşizme karşı mücadelede, işçi hareketinin kendisini “demokratik” burjuvaziye bağlı kılması gerektiği fikrini reddettiler.

Troçkistler aynı zamanda, bürokratik deformasyonlarına rağmen Sovyetler Birliği’ni ve Stalin yönetimindeki işçi devletinde üretim araçlarının kamulaştırılması gibi 1917 devriminin kazanımlarını savundular. Savaşın işçi sınıfı tarafından kolonilerde, Sovyetler Birliği’nde ve emperyalist merkezlerde kitlesel ayaklanmalarla sona ereceğine inanıyorlardı. Buna hazırlanmak için Dördüncü Enternasyonal’in seksiyonları, Alman işgal askerleri ve yerel işçiler arasında bir işbirliği için çalıştılar.

Bu çalışma, faşistlerden, “demokratik” emperyalistlerden ve Stalinistlerden gelen ölüm tehdidine rağmen, baskı altında ve toplama kamplarında gerçekleşti. Rus şair Apollon Maykov’un dediği gibi, “Gece ne kadar karanlık olursa, yıldızlar o kadar parlaktır”.  Flakin kitabında, Antonio Gramsci’nin hapishane defterlerindeki Monath ve çağdaşı olan diğer Troçkist liderlerin faaliyetlerini değerlendirmesine gönderme yapıyor. Gramsci devrimci liderliği değerlendirmek için iki kriter önerdi:1. Gerçek anlamda ne yapıyor?2. Kendi yenilgisini varsaydığında, bunun için nasıl bir hazırlık yapıyor?

Bu iki kriterden hangisinin daha önemli olduğunu söylemek zor. Süreklilik, saldırıda zafer kadar önemli olduğundan, yenilgi olasılığını daima hesaba katmak gerekir

Troçkizm’in bugünkü varlığı Troçki’nin 1917 kuşağı ile yaşattığı süreklilik kadar Monath kuşağının direnişine de borçludur.

Martin Monath Kimdi?

Şöyle bir sahne hayal edin:  1943’ün ilk ayları, Brest, Kuzeybatı Fransa. Naziler devasa bir Alman denizaltısı sığınağı inşa ediyorlar. Şubat ayında Kızıl Ordu, Wehrmacht’ı Stalingrad’da bozguna uğrattı; Temmuz ayında Mussolini devrildi. Harita okuyabilen her Alman askeri, savaşın Hitler için iyi bitmesinin bir yolu olmadığını görmeye başlıyor. Nazi propagandası her geçen gün artarken askerlerin de şüpheleri artıyor.

Brest’te Alman askerlerden biri, Robert adlı genç bir Fransız posta işçisi ile karşılaşıyor. Durumla ilgili konuşmaya başlıyorlar. Alman askerler  (Landser) faşizm öncesini zar zor hatırlayan genç adamlar. Fakat bir asker eski bir komünist memurun oğlu, bu yüzden sosyalizm hakkında bir şeyler biliyor. Robert yavaş yavaş gizli bir devrimci hareketin, Dördüncü Enternasyonal’in bir parçası olduğunu ortaya koyuyor.

Daha sonra, küçük bir grup asker Robert ile fikir alışverişi için bir araya geliyor. Bu korkunç savaşın devam edebilmesi için kendi hayatlarını riske atmayı gerçekten istiyorlar mı? Ya Almanya’daki bombalamalar hakkında ailelerden gelen mektuplar? Savaş Amerikalılar’ın Almanya’yı işgal etmesi ile mi sona erecek, yoksa Ruslar mı işgal edecek? Robert savaşın ancak işçilerin devrimi ile sona erdirilebileceğine inanıyor. Askerler heyecanlanıyor.

Evet! Neden olmasın! 1. Dünya Savaşı’nın sonunda, askerler ve işçiler Alman kayserini devirmişlerdi. Bu sefer de Hitler’den ve onu iktidara getiren kapitalistlerden kurtulacaklardı.

Robert bu askerler ile iletişimini, bahçesinin altında saklı atölyesi olan bir matbaacı sayesinde devam ettirir. Brest’teki diğer askerler için kendi küçük bültenlerini oluşturmaya başlarlar: Adı “Zeitung für Soldat und Arbeiter im Westen” (Batıdaki Asker ve İşçilerin Gazetesi). Politika tartışmak üzere düzenli olarak buluşurlar. Ayrıca sahte kimlik belgeleri düzenler ve hatta Fransız Direnişi için silah ayarlarlar.

Fakat bir problem var: Robert’in Almancası çok kötü. İşçi sınıfı tarihi ve Marksist teoriyi onunla konuşmak çok zor. Bülten devrim coşkusu ile dolu fakat politik seviyesi düşüktü. Bir asker şöyle yazar: “Ben Dördüncü Enternasyonal üyesiyim ve savaşın sona ermesi için payıma düşeni yapıyorum.  Kapitalizme karşı ve tüm dünyanın kardeşliği için mücadele ediyoruz.”  Ancak bu kavganın neye benzeyeceği açık değil. Neticede Robert’in aklına bir fikir geldi;Paris’te yaşayan, Dördüncü Enternasyonal üyesi bir Alman devrimci arkadaşını getirmek.

Viktor 1943 yazında gizli toplantılardan birine katılır. 30 yaşındadır ama grubun geri kalanından çok daha yaşlıdır. Konuştuğu zaman lehçesi eğitimli iyi bir Almanca ile kaba bir Berlin lehçesi arasında gidip gelmektedir, kesinlikle bir taşralıdır. Belki Yahudi olduğunu bile itiraf etmiştir.

Viktor, kendi yazdığı ve bastığı küçük bir gazeteyi beraberinde getirir: Arbeiter und Soldat (İşçi ve Asker). 1918-19 Alman devrimi neden kapitalizmi yıkamadı? 1936-39 İspanyol devriminden hangi dersler alınmalı? Komünist Enternasyonal neden kendini feshetti? Ve daha genel olarak, resmi Komünistler neden Hitler’e karşı burjuvazi ile ittifak istiyorlar? Viktor ve askerler saatlerce tartışırlar. Ayda en az bir kez, yanına gazetenin yeni bir sayısını alarak gelir ve gizli toplantılarda buluşup tartışırlar.

Viktor, Martin Monath mıydı?

Bu zamana kadar kimse Viktor’un kim olduğunu bilmiyordu. Hakkında bazı kısa biyografik metinler vardı, fakat hiç biri onun gerçek adı ile değildi. Ben Martin Monath adını bulabildim.

Troçkistler bu şartlarda ne için savaşıyorlardı?

Troçkistler Alman askerlerini gizli devrimci komiteler kurmaya ve işgal altındaki ülkelerin işçileri ile bağlantı kurmaya çağırdılar. Askerlerden silahlarını hazır tutmalarını ve ufukta görünen ayaklanmalara hazırlanmalarını istediler.

Buna karşı, Fransa Komünist Partisi gibi Stalinist partiler, tamamen ulusal ve sosyal-yurtsever bir çizgiyi savundular. Savaşın başında Hitler’i, Stalin ile işbirliği içinde olduğu için barış yanlısı olarak gördüler. Almanya Sovyetler Birliği’ni işgal ettikten sonra, De Gaulle çevresindeki burjuva subaylarla birleştiler. Sloganları, Almanlar için aşağılayıcı bir ifade olarak “Almanlar’a ölüm!” idi.

Stalinistler, Alman askerlerin Nazi ideolojisinin fanatikleri olduğuna ve onları Sosyalizme kazanmanın mümkün olmadığına inanıyorlardı . Bu yüzden Sovyetler Birliği, tamamen burjuva bir programla Wehrmacht subaylarını kazanmaya çalışan “Özgür Almanya için Ulusal Komite”yi kurdu. Propagandalarında Stalinistler Alman cumhuriyetçi renklerini (siyah, kırmızı ve altın sarısı) bile reddettiler, çünkü askerlerin imparatorluk renklerini  (siyah, beyaz, kırmızı) tercih edeceklerini düşündüler. Alman askerlerini subaylarının izinden gitmeye ve Müttefiklere teslim olmaya çağırdılar.

Brest’teki asker komitelerine ne oldu?

Öyle görünüyor ki Gestapo’nun bir casusu yüzünden Ekim 1943’te, en az 25 Alman askeri ve 25 Fransız Troçkist yakalandı. Bazıları olay yerinde infaz edilirken, bazıları cepheye veya toplama kamplarına sürgün edildi. Monath, işgal altındaki Belçika ve Fransa’da bir Yahudi olarak geçirdiği 3 yıl sayesinde, yeraltı faaliyetinde daha deneyimliydi.  Kaçmayı başardı. 1944’ün başlarında Paris’e geri döndü ve Arbeiter und Soldat (Asker ve İşçi) gazetesini yeniden yayınladı.

Monath’a ne oldu?

Kötü bir tesadüf ile Monath Fransız anti-komünist polisi tarafından 1944 Temmuz’unda yakalandı. Teslim edildiği Nazi gizli subayı ona işkence etti ve başından vurdu. Monath mucize eseri olarak yaşadı, bir hafta sonra hastane odasında yoldaşları ile konuşabiliyordu. “Nazi subayı tarafından infaz edildim ve buradayım.” –yenilmez bir iyimserdi. Fakat yoldaşları onu hastaneden kaçıramadan önce, Gestapo onu tekrar buldu. Bu onun ikinci kaybedilişiydi. Bu Paris’i özgürleştiren genel grevden sadece günler önceydi.

Monath nasıl Troçkist oldu?

Uluslararası sosyalist-Siyonist bir gençlik örgütü olan Hashomer Hatzair’in (Genç Öncü) Alman seksiyonunun önde gelen bir üyesiydi. Hashomer, sosyalizm ve Siyonizm arasındaki boşluğu kapatmaya çalışan eklektik bir programa sahipti. Genç Yahudilerin yeni bir ulus-devlet kurmak için Filistin’e göç etmesini, ama yeni ülkenin kolektivist bir ekonomiye sahip olmasını istediler. Sosyalizmi bu şekilde inşa edebileceklerini düşündüler.

İktidarın devrilmesinden sonraki haftalarda, Hitler rejimi işçi hareketi örgütlenmelerini dağıtmıştı: Komünistler, sosyal demokratlar, sendikalar, vb. Fakat 1938’e kadar Siyonist örgütler tolere edildi. Nazilerin başlangıçta Yahudiler ’in Almanya’yı terk etmesine destek olan örgütler ile bir sorunu yoktu. Warsaw’da İbranice dilinde yayınlanan Hashomer Hatzair dergisi, Nazi Almanyası’nda yasal olarak dağıtılabiliyordu. Troçki’nin Almanya’daki duruma dair yazıları bu dergide yayınlanmıştı ve kendini Yahudi olarak tanımlayan Monath bu yazıları 1933’ün sonlarına doğru okumuştu.

Monath’ın Siyonist yoldaşlarının çoğu Filistin’e gitti ve kolektif bir çiftliğe yerleşti (kibuts). Monath, neden olduğu bilinmiyor, Avrupa’da kaldı. Tarihin hicvidir ki, Siyonist yoldaşlarının birçoğu düş kırıklığına uğradı. Arap işçileri dışarda tutarak sosyalizmi inşa etmenin mümkün olmadığını anladılar. Kolektif çiftlikleri terk ettiler ve Troçkist bir gruba katılarak Hayfa ’ya taşındılar. Şimdi amaçları Avrupa’ya geri dönmek ve orada devrime katılmaktı. Bu grubun bir çok üyesi, savaştan sonra Avrupa Troçkizminin önderlerinden oldu: Batı Almanya’da Jakob Moneta ve Rudolf Segall, veya İngiltere’de Yigael Gluckstein (a.k.a. Tony Cliff) 

Bu militanlar nasıl solcu Siyonizmden Troçkizme geçiş yaptılar?

Monath için cevap kısa: bilmiyoruz. Çeşitli sebeplerden dolayı, Belçika yeraltı faaliyeti zamanlarından kalan neredeyse hiç kaynak yok.

Belçika’nın Alman işgalinden sonra, Troçkist örgütün çöktüğünü biliyoruz. Abraham Weinstok, daha iyi bilinen adıyla Abraham Leon liderliğinde Devrimci Komünist Parti (RCP) olarak yeniden inşa edildi. Leon, aynı zamanda Belçika’da Hashomer Hatzair’in lideriydi.

Birçok solcu Siyonist gibi, Leon kendisini Marksist olarak tarif ederdi ve Yahudi sorununun Marksist analizi hakkında bir kitap yazdı.  Yahudilerin üzerindeki binlerce yıllık baskıları anlamak için tarihsel materyalizm yöntemini kullanmak istedi. Bu kitabı yazarken Leon, Filistin’deki bir Yahudi ulus devleti (“sosyalist” olsa bile) Siyonist projesinin hiçbir zaman Yahudi karşıtlığına son veremeyeceğini fark etti. Kapitalizmi bozguna uğratmak gerekiyordu ve bunun için de bütün ulusların işçileri birleşmeliydi.

Leon Siyonizmi bıraktı ve Troçkistlere katıldı. 1940 yılında, 20li yaşlarının başında olmasına rağmen, RCP’nin politik sekreteri oldu. Nazi işgali altındaki Belçika’da, işçi hareketi büyük grevler organize etti ve Leon bu mücadelede devrimci önderliğin inşası için çalıştı. 1944’te militan madencilere yakın olmak için Charleroi bölgesine taşındı. Burada yakalandı ve daha sonra Auschwitz’te öldürüldü.

Savaş başlamadan önce Almanya’dan Belçika’ya kaçan Monath, Leon ile 1939 veya 1940’da bir araya gelmiş olmalı.

Monath sonunda bu işi Fransa’da nasıl yaptı?

Monath 1942’de Dördüncü Enternasyonal’in ilk Avrupa konseyi üyesiydi.  Fransız birimi ile temaslarda bulunarak, Brest’teki Alman askerleri arasındaki ilk çalışmaları öğrendi. Fransız Troçkistler bu çalışmayı yönetmek için Almanca konuşan birine ihtiyaç duyuyordu. Monath bu sebeple 1943’te Paris’e taşındı. Ayrıca Paris’te sürgün hayatı yaşarken bir Alman birimini yeniden inşa etmeye çalıştı. Bu gizli koşullar göz önüne alındığında, o zaman onu tanıyan birkaç kişinin anlattıkları dışında neredeyse hiç kaynak yoktur.

Monath’ın eski fikirlerinin nasıl kırıldığını ve savaşın olabilecek en kötü şartlarında , soykırım ve karşı-devrim koşullarında enternasyonalizm militanlığını nasıl benimsediğine dair bize ne söyleyebilirsiniz?

Monath sonsuz cesarete sahip genç bir aktivistti. Gestapo ona işkence ederken bile, savaşı kimin kazanacağını sorduklarında, alay etmemezlik yapamadı: “Kesinlikle Hitler değil.”

Beni Monath hakkında en etkileyen şey şu: Filistin’e veya başka bir yere kaçmak için pek çok fırsatı oldu. Ama istemedi. Avrupa’ya dayatılan Nazi kanunlarına boyun eğmeyi reddetti. Pierre Frank’ın dediği gibi, “Dördüncü Enternasyonal’in yaşayabilmesi için öldü.”  Onu hatırlamalıyız, çünkü benzer enternasyonalist cesaret gerektiren eylemleri gerçekleştirmek için bize ihtiyaç duyulan zamanlar gelecek.

Sonuç olarak, kaçmak yerine savaşmak isteyen yeter sayıda insana ihtiyacımız var. İnsanlığı ezen güçlere karşı başka şans yoktur.

Yazının orijinali için tıklayınız.

Yazar Hakkında