Yazar: Hakkı Yükselen

12 MART’I 52. YILINDA LANETLE ANARKEN!

Planlı, korumacı devlet desteğine dayalı, iç pazara dönük ithal ikameci sermaye birikimi tarzı ilk zamanlardaki hızlı büyümenin ardından 70’lerin hemen başında tıkanmaya ve alarm vermeye başlamıştır. Sorun, bu ekonomik modelin kaçınılmaz çelişkileri ve sınıf mücadelesindeki hızlı ve militan yükselişten kaynaklanmaktadır.

Haberi Oku

DEPREMDEN SONRA -2

Deprem felâketi, rejime ve devlete ilişkin pek çok “acı” gerçeği, bir kez daha açığa çıkardı. Her türlü örgütlü, kitlesel, demokratik denetimden azade bir devlet yönetiminin ne tür felâketlere yol açabileceğini, felâketleri nasıl büyütebileceğini ve halk için nasıl bir “hayatta kalma” sorununa dönüşebileceğini gördük. Ayrıca devletin büyük bir felâket karşısında dahi öncelikli tepkisinin halkını hayatta tutmaya yönelik bir atiklik değil, yardıma koşanları tehdit edip tartaklayarak, kendisine “şirk koşulmasını” önlemek olduğu anlaşıldı

Haberi Oku

DEPREMDEN SONRA -1

Toplumun kahir ekseriyetini oluşturan emekçi ve yoksullar çeşitli felâketler eşliğinde giderek ağırlaşan bir “beka” (hayatta kalma) sorunuyla karşı karşıya olsalar da bu rejim altında devleti yönetenlerin başka dert ve önceliklerinin olduğu depremle birlikte bir kez daha ortaya çıktı. Doğal nedenlerin ardına saklanmak isteseler de, yer üstünde kendi elleriyle hazırlayıp büyüttükleri bir felâket karşısındaki başarısızlıkları çok sert eleştirilere neden oldu.  Felâketin açığa çıkardığı acı gerçekler ve bu gerçeklerin yaygın bir biçimde ve yüksek sesle dile getirilmesi, zaten uzun süredir burnundan soluyan muktedirlerin daha da asabileşmesine neden oldu. Öfke ve endişelerinin görünür nedeni çürüyen rejimin vardığı nokta ile ilgili görünse de, ortada iktidar sahiplerinin sınıfsal bilinçlerinden kaynaklanan bir “refleksin” de olduğu düşüncesindeyiz

Haberi Oku